Translate

7 Ekim 2011 Cuma

Seyr-ü Sefain Öncesi ve Sonrası

KİTABIN ADI Seyr-ü Sefain Öncesi ve Sonrası

KİTABIN YAZARI Eser TUTEL

YAYINEVİ VE ADRESİ İletişim Yayınları/ İstanbul

BASIM TARİHİ 1997

KİTABIN YAYIM MAKSADI Türk denizciliğinin Osmanlı’dan Cumhuriyet devrine kadar seyrini anlatmaktadır.



KİTABIN ÖZETİ :



SEYR-Ü SEFAİN



Bu kitap, Türk ticaret gemilerini anlatıyor. Dünyada buhar makinasının icadından 63 yıl, ilk buharlı geminin Amerika’lı mühendis Robert Fulton tarafından inşa edilişinden de 21 yıl sonra, 20 MAYIS 1828’de, Sultan 2 nci Mahmut döneminde; ahşap tekneli, yandan çarklı, direkleri yelken donanımı olan “Swift“ adlı vapur yavrusununun İstanbul Limanına yanaşmasıyla başlayan, 170 yılda gelip geçen büyüklü küçüklü yüzlerce ticaret gemisinin serüveni dile getiriliyor.



İlk buhar makinalı gemi, Swift’in büyük yararlarının görülmesi (Rus Harbinde; Donanma’nın yelkenli savaş teknelerini Marmara’dan Karadeniz’e çekmiştir.) üzerine, hemen yeni gemi alınması için girişimlerde bulunuldu. Bu gemiler zamanla ticarette de kullanılmaya başlandı. İlk buharlı ticaret gemimiz 1836’da Fransa’da imal edilen Peyk-I Şevket’tir. Zamanla kendi tersanelerimizde de buharlı gemi inşa edilmeye başlandı. İlk buharlı gemimiz Aynalıkavak Tersanesinde, Amerikan mühendis Forster Rhodes tarafından 24 KASIM 1837’de hizmete açılan Eser-I Hayr’dır. Bu gemiyi Tair-I Bahri, Mesir-I Bahri, Peyk-I Ticaret ve Medari Ticaret adlı gemiler izlemiştir.



Bu gemilerle İstanbul’da, sonra Marmara’da ve yakın sularda başlatılan yolcu ve yük taşımacılığı, zamanla pazar kayıklarının, mavnaların ve yelkenli gemilerin yerini aldı.



Önceleri Tersane-i Amire’nin bünyesindeki kuruluşlar tarafından çalıştırılan bu ilk buharlı yolcu ve yük gemileri, sonra Fevaid-i Osmaniye idarelerine bağlandı. Bu dönemdeki başlıca gemiler Hümarpervaz, Sudaver, Eser-I Nüzhet, Seyr-i Bahri, Vesile-I Ticaret, Girit, Eser-I Ticaret, Dolmabahçe, Bursa, Ticaret-i Bahri, Peyk-I Şevket, Gemlik, Musul, Kılıç Ali, Hümayüniş-I Ticaret, Medar-I Tevfik, Şerefresan, Kartal, Mecidiye, Taif, Gürsur, Savn-I Bahri, Pendik, Kandilli, Ömer Paşa, Yıldız, Tuna, Şehper, Malakof, Vasıta-I Ticaret, Pesendire, Pir-I Levend, Pürsud, Hüma-I Tevfik, Kars, Tahir, Maltepe, Medar-I Fevaid, Hereke, Nüzhetiye, Heybeli, Kadıköy, Büyükdere, Mirkon, Selanik’tir.



Daha sonra İdare-i Mahsusa dönemine geldiğimizde; Anadolu, Zafer, Ceylan, Bozcaada, Kadiriye, Cidde, Şark, Girit, Bahr-I Cedid, Firaz-I Osmaniye, Kamil Paşa, Ali Saip Paşa, Söğütlü, Hasan Paşa, Kaplan, Bingazi, Silivri, Tunç, İstinye, Gedikler, Yenikapı, Aslan, Pars, Mesud, Tekirdağ, Plevne, Nimet-i Huda, Edremit, Selanik, Kadiköy, Nimet, İnebolu, Sofular, Gelibolu, Erenköy, Bartın, İzmir, Kalamış, Marmara, Mekke, Bandırma, Fenerbahçe, Haydarpaşa, Asur, İnayet, Tarsus, Adana, Aydın, Selamet, Hudeyde, Saadet, Mürüvvet, Şerif, Taif, Sakız, Midilli, Canik, Şark, Biga, Samsun, Çeşme, Eser-I Cedid, Şahin, Anadolu, Ferah, Mersin, Eser-I Şevket, Burgaz, Garp, Kosova, Afrika, San’a, Kumkapı, Darıca, İhsan, Neveser, Zonguldak, Yeşilırmak, Tir-i Müjgan, Halep, Şam, Bezm-i Alem, Sakarya ve Şahadet gemilerini görüyoruz.



1874 yılına gelindiğinde İdare’nin vapurları Marmara kıyılarındaki iskelelerle, Karadeniz’de Trabzon ve Varna ile Ege’de Selanik limanlarına düzenli sefer yapmaktaydı. O günlerde Yunanistan’ın Syra adasına posta vapuru yollanırken, Sakız adasına ve Antalya’ya da yeni hatlar açılıyordu. Elindeki 20 geminin büyükleri Varna ve Trabzon gibi uzak hatlara çalıştırırken, küçükleri de Haydarpaşa, Kadiköy, Adalar ve Yeşilköy hatlarında kullanılıyordu. İdare’nin seferde bulunan 16 gemisinden başka, tamirde olan 4 gemisi daha vardı.



Osmanlı döneminin son denizcilik idaresi olan Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresinde; Gayret, Bahr-i Ahmer, Akdeniz, Karadeniz, Giresun, Gülcemal, Gülnihal, Derne, Nilüfer, Reşid Paşa, Mithad Paşa, Keyseriye, Bağdat, Basra, Halep, Kızılırmak, Plevne, Moda, Burgaz, Kadıköy, Adem, Tuzla, Yörük, Biga, Yüzbaşı Murat Bey, Yakacık, Binbaşı Rıza Bey, Alemdar, Kınalıada, Pendik, Maltepe, Bostancı, Büyükdere, Ereğli, Seyyar, Samsun, Mahmud Şevket Paşa, Cumhuriyet, Gazal, Mltepe, İstinye, Bosforduk gemilerini görmekteyiz.



İdare’nin gün oldu yepyeni, çok güzel gemileri oldu, ama yine gün oldu, İdare çaresizlikten gemilerine en gerekli bakımları bile yaptıramaz oldu. Bir ara, yabancı şirketler, İdari gemilerin rıhtıma yanaşmalarını bile engellerken, İdare, filosuna kattığı yepyeni gemileriyle yabancı kumpanyalarla rekabet ettiği parlak dönemler de yaşadı.



Burada Gülcemal gemisinden söz etmeden geçemeyeceğiz. Ticaret filomuzun ilk ve tek gerçek transatlantiğidir Gülcemal. Asıl adı Germanic olan 1874 yılında ilk seferine çıkan transatlantik, İngiltere-Amerika arasında yolcu taşımak üzere 1874 yılında inşa edilmiştir. Atlantiği geçmede hız rekoru kırarak “Mavi Kurdela”’almaya hak kazanmış ve 37 yaşında Osmanlı Seyr-ü Sefain adına satın alınmış, Gülcemal adını almıştır. İlk önce posta seferleri için kullanılan gemi Karadeniz halkının sevgilisi olmuş, 1911’de Sultan Reşat, Gülcemal’le Rumeli Seferine çıkmış, 1914 Birinci Dünya Savaşının çıkmasından sonra asker taşıma maksadıyla kullanılmış, 1915 Çanakkale Savaşı sırasında İstanbul’dan Çanakkale’ye asker taşırken bir İngiliz denizaltısı tarafından bombalanmış ve yaklaşık iki sene bakım görmüştür. 1921-22 Yıllarında New York’a dört sefer yapan Gülcemal böylece Amerika’ya ilk sefer yapan Türk gemisi ünvanını da kazanmıştır. Kurtuluş savaşı öncesi 12 NİSAN 1919 günü DEVRİN 9 ncu Ordu K.nı Kazım Karabekir’in İstanbul’dan Trabzon’a gitmek için kullandığı gemiye, Atatürk’de müteakip kereler binmiştir.



Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923 yılında Karadeniz’de Hopa’dan İğneada’ya, Ege’de Enez’den Akdeniz’de Antakya’nın Samandağ önlerine kadar kıyısı olan ülkede küçük sandallar dışında toplam 271 deniz aracı vardı. Seyr-i Sefain İdaresi’nin elinde şehir hatlarında çalıştırılan vapurlar dahil 32 gemi vardı. Tüm Türkiye’de toplam 271 adet gemi buluyordu. Yani tüm deniz araçlarımız tek başına günümüzün büyükçe bir transatlantiği kadardı.



Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi 1 TEMMUZ 1933 tarih ve 2.248 sayılı kanunla lağvedildi ve yerine üç müdürlük kuruldu. Bunlar,



- Devlet Deniz Yolları İşletmesi Müdürlüğü,



- AKAY İşletmesi Müdürlüğü



Fabrika ve Havuzlar İşletmesi Müdürlüğüydü.

Bir buçuk yüzyılı aşan geçmişinde arada bir acı acı eleştirilen İdare hakettiği zamanlar ise, gerçekten yere göğe konulamadı. Bir zamanlar borçlarından iki yakasını biraraya getiremezken, zaman zaman dirayetli yöneticiler sayesinde örnek bir kuruluş olarak da hizmet verdi.



İşte 16 EYLÜL 1928 gününde Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün İzmir gemisi harıra defterini yazdığı yazı Seyr-ü Sefain idaresinin yaptığı başarılı işleri belgeler niteliktedir. “Seyr-I Sefain İdaresi’nin intizam ve mükemmeliyetini her fırsatta her yerde gördüm. Bu defa bana, İstanbul’dan Samsun’a kadar pek güzel ve rahat bir seyahat temin eden “İzmir” vapuru da bunun takdire şayan bir numunesidir.”



Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.



Karayollarının daha yaygın kullanımı ve özel araçların çoğalmasıyla, deniz taşımacılığının beli büküldü. Büyük yolcu gemisi sayısında azalma görüldü, bazı hatlar kaldırıldı, bazi iskeleler kapatıldı.



Günümüzde ancak karayoluyla ulaşılamayan liman ve iskeleler arasında deniz yolcu taşımacığı sürdürülmekte olup , deniz ulaşımı geçmiş, kimi zaman görkemli günlerini arar durumdadır.



Not : Kitap özetlerindeki fikirler yazarların özel fikirlerini yansıtmaktadır.
E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

kitap özeti, kitap,yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, kitap oku, bedava kitap