Translate

İzleyiciler

14 Aralık 2023 Perşembe

ALINTILAR // Emma Chase - Asil Kraliçe

"Kafanı peri masallarıyla doldurma çocuk. Ya da aşk düşünceleriyle. Onlar bize göre değil. Sana sadece keder getirirler."

Bunun üzerine oltanın ucundaki yemi değiştirmesi için uşağın yanına gitti. Arkasından bakakaldım.


"Soruma cevap vermedi," dedim Alfie'ye.

"Elbette verdi," dedi Alfie nazikçe. "Anneni çok sevdi."

Başımı yana eğdim. "Nereden biliyorsun?"

"Baban sana asla yalan söylemez... Ve sana hayır demedi."

Julia Whelan - Dinlediğiniz için Teşekkürler

Julia Whelan - Dinlediğiniz için Teşekkürler



~~~*~~~
"Bu dünyaya daha fazla aşk lazım. Daha az suç, kötülük ve cinayet."
~~~*~~~


Go Kitap'ın en yeni romantik kitabının yorumuyla karşınızdayım. Tam da bence biz kitap kurtlarının seveceği türden bir kurgusu vardı çünkü bir kitap seslendiricisinin hikayesiydi. 😇

En güzel tarafı da yazarın da geçmişinde bu mesleği tecrübe etmiş olması karakterlerin yaşadıklarını gerçek hale getiriyordu. Aslında yazılanların altında bir gerçeklik ve tecrübe var hissiyle okuyorsunuz bu da ayrı bir güzel oluyor. 

Kalınlığı gözünüzü korkutmasın kitap akıp gidiyor ve severek okuyorsunuz da bence. Üstelik aile ilişkilerine, arkadaşlık ilişkilerine de değinen bir kurgu olması bence türlerinden de ayırt eden bir özellikti. 


~~~*~~~
"Dünyadan neyi istersen gizle ama samimi olduklarından hiçbir şey gizleme. Samimi olan her şey güzeldir."
~~~*~~~


Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Sewanee, aslında bir oyuncu olarak kariyerinin zirvesine doğru tırmanırken bir kaza geçirir ve yüzünden yaralanması oyunculuk kariyerini bitirir. Bunun üzerine bir oyunculuk eğitimini sesli kitap okuyucusu olarak çalışmaya başladığında kullanır. Ses tonunu, karakterlere bürünme yeteneği kitap okuyuculuğunda kullanan ve bu konuda oldukça da başarı elde eder. Bu başarısını da seminerlerde boy göstererek de tesciller. Las Vegas'a seminer için oyuncu arkdaşı Adaku ile beraber giden ve Adaku'nun planları yüzünden yalnız bir gece geçireceği sırada Nick adında bir genç adamla tanışan Sewanee'nin hayatı oldukça değişikliğe uğrar. Her ne kadar ikili keyifli vakit geçirse de ve sonrasında Vegas'ta olan Vegas'ta kalır dense de ikisi de birbirlerini düşünürler. Ancak ilişkileri ciddi olarak orada sınırlı kalır. Swanee döndükten sonra bir iş teklifi alır. Çıkış yapmasını sağlayan ve onunla son bulan aşk romanı yazarı ölmüştür ve son bir kitabı tozlu raflardan ortaya çıkacaktır. Sesli olarak okuyuculuğu içinde Sewanee'ye teklif gelir. Çiftli bir okuma olacaktır. Partneri de aşk romanı okuyucusu olan Brock McNight'tır. İkili beraber çalışmaya başlarlar ancak sadece iş ilişkisi olarak da kalmaz ikilinin arasındaki diyaloglar. Çünkü başta iş konuşması olarak başlayan diyaloglar sonrasında kişisel konulara doğru yol alır. Ve Sewanee bir yandan Brock'tan etkilenirken bir yandan da Nick'te aklı kalmıştır. Sewanee karmaşık duygular içinde kalbinin sesini mi dinleyecek yoksa bambaşka bir karar mı alacak kitapta görüyoruz. 

Öncelikle kitapta en çok hoşuma giden Sewanee'nin aile ilişkileriydi. Büyükannesine olan ilgisi, bağlılığı ve onunla iletişimi çok güzeldi. Hatta bakım evinde diğer yaşlılarla olan diyaloglarda çok eğlendim. Hele büyükannesinin unutkanlığı bazı şeyler tekrar tekrar söylemesi ve Sewanee'nin buna karşı sabrı ve ilgisi çok güzel anlatılmıştı. 


~~~*~~~
"Sanırım kazanmanın tadını çıkaramayacak kadar sarhoştum. Ama kaybetmeyi hazmedecek kadar da sarhoş değildim."
~~~*~~~


Bunun yanı sıra arkadaşlarıyla olan ilişkileri de çok güzeldi. Kitaplarda en sevdiğim şey de bu arkadaş ve aile ilişkileri anlatımları... çünkü daha gerçekçi geliyor kurgu o zaman. Bu kitapta da bu detaylar bana daha gerçekçi geldi o yüzden. 

Kitap okuyuculuğu ile ilgili detaylar beni baya şaşırttı. Açıkçası bu kadar zor olabileceğini hiç düşünmemiştim. Okurken, onların yetenekleri, sabırları, denemeleri, okudukları kitapların duygularını aktarma modları falan... çok iyi anlatılmıştı ve itiraf etmek gerekirse bu işi yapanları taktir ettim. Çok zor bir iş başarıyorlar. 

Sewanee ile Adaku'nun ilişkisi çok güzeldi. Birbirlerinin en yakın arkadaşları olduklarını çok belli ediyorlardı. Çünkü en zor anlarında yanlarında olmaları, hatalarını söylemeleri, birbirleri için en iyisini isteme modları çok güzeldi. Böyle arkadaşlıklara sahip olduğum için kendimi de açıkçası birazcık şanslı hissetmiş olabilirim. 😇

Nick ile Sewanee'nin tanışması, aralarındaki diyaloglar çok güzeldi. Hatta beraber yazdıkları o aşk romanı repliklerine çok eğlendim. Hatta Nick'in Sewanee'nin yara izini sormaması, daha çok kadınla ilgilenmesi çok güzeldi de. Nick adamım ben sana vuruldum. 😇


~~~*~~~
"Ben hayatımı istedim, o da beni istedi. Ama artık istemiyor, ben ise hala istiyorum."
~~~*~~~


Bunun yanında Brock ise... mesajlarda ya da maillerde adamın kartlarını açık oynaması, duygularını ifade etmesi falan da çok iyiydi. Adamı gözümde canlandırmakla da vuruldum. Tamam ona  da vuruldum😇 

Sewanee'nin ödül verirken Nick ile karşılaşması, sonrasında olanlar, bakım evinin bahçesinde yaşananlar da muhteşemdi. Hem eğlendim hem de çoğu zaman benim vereceğim tepkiler dedim. Çünkü bir itiraf edeyim tam da benim gibi arkasını dönüp gidemedi Sewanee'de 🙈 detayları öğrenmeden asla konuşmayı ya da anı sonlandıramayan biz. 😇

Venedik detayları çok güzeldi. Açıkçası Venedik'e gitmiş gezmiş biri olarak oralardaki tasvirler benim anılarımı canlandırdı. 

Sewanee'nin üvey babası diyeyim Stu çok tatlıydı. Onu okurken çok eğlendim ve işte ya aşk adamı dedim. 🙈

Ya spoiler vermemek için çok kıyıda köşede duruyorum ama severek okuduğum, keyif aldığım bir kitap oldu. Açıkçası bazı detaylarda çok uzatmalar olduğunu düşündüm falan ama genelinde çok keyif aldım okumaktan. Özellikle de Sewanee karakteri bana o kadar gerçekçi geldi ki birçok şeyde tam da benim 😇


~~~*~~~
"Duygular geçicidir. Onlara inandığın müddetçe seninle kalırlar, sonra giderler ve yeniden inanılmayı beklerler. Kalıcı olsalardı sadece te bir kez seni seviyorum der ve hayatımızın geri kalanı boyunca tekrarlamaya ihtiyaç duymazdık."
~~~*~~~


Yediden yetmişe her romans severin okuyabileceği bir kitaptı. Erotizm kısmı yoktu bu yüzden rahatlıkla okuyabilirsiniz. O kısımlar sadece sesli kitap okurken vardı ama o detaylar yarım sayfayı geçmez bir iki sahne ve kitabın sonlarına doğru o yüzden okunabilinir. 

Ayrıca kitabın tasarımını çok sevdim, bölüm başlarındaki alıntılar, kulaklık ve kitap çizgileri çok iyi detaylardı. Çok beğendim. Bir de o alıntılar çok güzeldi. Yani birbirine iki zıt düşüncelerin alıntılanması süperdi. 

E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap
Julia Whelan - Dinlediğiniz için Teşekkürler

12 Aralık 2023 Salı

Kitaplardan Alıntılar


1. Kör Baykuş, Sadık Hidayet

  • ‘’Lakin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. — Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir.’’
  • - ‘’Hayır! Çünkü ne malım var kadıya yedirecek, ne dinim var şeytana verecek.’’
  • ‘’Şimdi şimdi anlıyorum: O, bu herifleri yüzsüz, ahmak ve kokuşmuş oldukları için seviyordu. Onun aşkı pislik ve ölümle aynı şeydi aslında.’’
  • ‘’Afyon içince büyük, latif, büyülü ve yüce düşüncelere kavuşuyor, bu

7 Aralık 2023 Perşembe

Ansızın Yola Çıkmak Rasim Özdenören

Adı hatırlanmayan birinden alınan beklenmedik bir haber... Ansızın yola koyuluş... Yolculuk esnasında rastladığı eski sevgilinin sitemleri... İlk konuşmaların ardından fark edilen tuhaflklar... Kime yazıldığı, kimin yolladığı bilinen ama anlaşılmayan gizemli telgrafların iki eski sevgiliyi bir cenaze töreni için buluşturması...





Rasim Özdenören Ansızın Yola Çıkmak adı altında topladığı bu öykülerinde olayları esrarengiz bir atmosfer içinde şekillendirmiş görünüyor. Okuyucu öykülerin binası içinde dolaşırken zihnindeki zaman ve mekan kategorilerinin yeniden şekillendiği duygusuna kapılabilir bu yüzden. Öykülerdeki kurgulama tekniğiyle yazar okuyucuya düş ve düşünce alışkanlıklarını aşma konusunda yardımcı olmak istiyor gibi. Okuyucusunun durağan bir ortak duyum kalıbının içinde hapsolmasına rıza göstermediği anlaşılan yazar, "öte" duygusunun gerçekliğini kanıtlamak istemekte adeta. Hayatı ölümle, fiziği metafizikle, gündelik olanı düşünsel olanla ve nihayet dünyevi olanı kutsal ile irtibatlandırma ihtiyacını duyumsatan öyküler bunlar...
Tasavvuf düşüncesi,

19 Ocak 2023 Perşembe

Okumaya Dair Söylenmiş sözler

Okumaya Dair


İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir.
- Goethe

Hiçbir zaman kötü kitaplar çok az ya da iyi kitaplar çok fazla okunmaz: kötü kitaplar zihin için zehir mesabesindedir, aklı harap ederler. İyi olanı okumak için kötü olanı hiçbir zaman

Entelektüel sayıklamalar ve geçiyor zaman

Entelektüel sayıklamalar ve geçiyor zaman

Süleyman Unutmaz’ı ilk defa “Mesnevi okuyup sigara içen mütebessüm kızlar beni niçin sevmez?” şiiriyle tanımıştım. Daha sonra dergilerden şiirlerini takibe devam ettim. Eski Bir Yaz Vakti İçin Mektuplar ise yazarın aldığım ilk kitabı.

Kitabın ilkin kapağına takıldı gözüm. Çünkü tiryakiler kapağından başlar sevmeye… “Orada bir köy var uzakta” şarkısını bilirsiniz, bir kısmı yeşil bir kısmı sararmış ekin dolu tarlaların, uzaktan görünen birkaç evin ve ağacın olduğu resim bize bu şarkıyı bağıra bağıra söylediğimiz yılları, çocukluğumuzu anımsatıyor.

Bir taşra yerlisi olan bizim için “nerelisin?” sorusu can sıkıcıydı hep. “Bizim köyümüz yok” dediğimizde kimse inanmaz, “Vardır vardır sen bilmiyorsundur. Baban nereli baban?” diye ısrar ederlerdi.

Yaz tatili dönüşü öğretmen “Yaz tatilinde ne yaptınız?” konulu kompozisyon yazdırınca herkes köyünden bahsederdi. Ebesiyle koyunları sağdığını, dedesiyle tarlaya gittiğini, köy evini, tandır ekmeğini, tezek kokusunu…

Eve gelir bir daha izahat isterdik, nasıl olmaz bizim köyümüz biz de köye

Aliyye’den Günümüze Hat Sanatı

Hat sanatına gönül verenlerin başucu kitabı

İslam sanatları arasında müstesna bir yeri olan hüsn-i hat sanatının tarihi hakkında Prof. Dr. Süleyman Berk’in kaleme aldığı Devlet-i Aliyye’den Günümüze Hat Sanatı isimli eseri genişletilmiş yeni baskısıyla İnkılâb yayınlarından okuyucuya sunuldu. Yazdığı kitaplar ve hattatlığıyla hat sanatında sarf-ı mesaide bulunan Süleyman Berk hüsn-i hattın tarihi, geçirdiği evreleri, üstatlarını ve yazı örnekleri kitabında ele alıyor.

Hüsn-i hat sanatını öğrenenlere ve bu sanata ilgi duyanlara bir kaynak eser olan kitap meşhur hattatların meşk murakkaları, levha ve kitabeleri, hilye-i şerif ve icazetnamelere kadar geniş bir yelpazede pek çok hat eserini ihtiva ediyor. Arap yazısının kaynağı, Emevilerden Selçuklular’a ve Osmanlılar’a kadar uzanan tarihi seyri ile yazının sanata dönüşümü kitabın ilk bölümünde konu ediliyor.

Osmanlı hat sanatında Şeyh HamdullahAhmet KarahisarîHafız Osmanİsmail ZühdîMustafa RakımMahmud CelaleddinMehmed ŞevkiSâmi EfendiMehmed Nazif ve Hasan Rıza’ya kadar ekol sahibi

Bilinenden kurtulmak / Jiddu Krishnamurti

Bilinenden kurtulmak veya nefsi dizginlemek

İnsan bildiğinden, emin olduğundan, güvendiğinden sınanır; yani kendinden. Bu hayat boyu böyle süreceği için eskiler "Hâk ol ki Hudâ mertebeni âlî eyleye" demişler. Yani, toprak gibi tevazu sahibi ol, dereceni Hakk yükseltsin. Kuşadalı'nın "Gör geç, belle geç, durma geç" deyişinde de bu hakikat gizli. Üzerinde durduğumuz ve sahiplendiğimiz her bilgi kadar, yine üzerinde durduğumuz, eşelediğimiz, takıntı hâline getirdiğimiz duygu ve düşünceler de bizi ele geçiriyor. Hiç farkında olmadan kendimize tabular, putlar inşa ediyoruz. Sonra bu tabuları yok etmeye, putları yıkmak için ömür tüketiyoruz.

Bildiğini düşünen insanın büyük yanılgıları, sosyal medyada en çok ilgi çeken post’ları ve tweet’leri oluşturuyor. Herkes birbirine nasıl olması

Robert Seethaler - Toprak

Her insan farklı bir daldan tutunur hayat ağacına

"Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan."
- Yûnus Emre

Yalan dünyada ölüm kadar evrensel bir gerçek yok. Hakkında ne söylenirse, ne yazılırsa kendimizden bir şeyler bulmak kaçınılmaz. Toprak da öyle sade ve bize ait olan gerçekleri anlatan bir kitap. Paulstadt şehrinin mezarlığında yaşayan ölülerin, mezarlarının başına oturmuş da hiç ölmemiş gibi dünyaya bir iç çekişin, bir öfkenin bazen de bir sitemin sesini duyurmuş yazar. Robert Seethaler bu kitabı yazdığı sırada New York Times'a verdiği bir röportajda, hayatın geriye dönüp baktığınızda size kalan bir kaç andan ibaret olduğunu söylemiş ve bu kadar basit bir şey olduğu üzerinde ısrar etmiş. Kitapta da tıpkı o ısrar ettiği basitlikte anlatmış yaşamı. Kitap kapağı da bahsedilen basitliği hissettirecek sadelikte bir tasarım olmuş. Tek bir ağaç ve etrafta insanlar,