Eser yedi bölümden oluşmaktadır. Kahramanımız Mario Samıglı’nin başından geçen olaylar anlatılmakta. Mario, altmışına merdiven dayamış bir yazar. Mario, pek fazla sorunla karşılaşmadığı küçük bir işte, az bir maaşla çalışmaktadır.
Mario uzun zamandan beri roman yazmamıştır, en son kırk yıl önce bir roman yazmıştır. Mario gününü patronu Brauerle, akşamları ise kardeşi Giulio ile geçirmektedir. Her akşam ona kitap okumakta, fabl yazmaktadır. İlk fablını değişik türden hayvanlar üzerine yazmaktadır, sonraları evcil ve bildiği, tanıdığı hayvanlar hakkında yazmaya başlar. Böylece Mario hayatını fabllar yazarak geçirmektedir. Mario sonunda fabllarını serçeler üzerinde yoğunlaştırır ve serçelerle ilgili fabllar yazar.
Mario’ nun kardeşi Giulio kuşları o kadar çok sevmiyordu. Kuşların kendine bir şey anlatmadığından yakınırdı.
Mario ve Giulio, evlerinde mutlu bir yaşam sürdürmektedirler. Giulio uykuya dalmadığı bazı geceler, Mario’nun odasını gizlice girerdi. Mario’nun acı yüklü derin derin iç geçirmesini, ara ara yüksek sesle feryat etmesini dinlerdi.
Mario sık sık hayaller kurardı. Kardeşi Giulio, bu hayallerin yeşerip büyümesine sevecenlikle destek olurdu ki Mario ağzından kibirlice söz kaçırsa bile utanıp kızarmıyordu. Giulio rahatsızdı, günün büyük bölümünü yatağında geçirirdi. İki kardeş çok düzenli bir yaşam sürdürüyordu, Giulio gut hastalığına karşı yıllardır savaşıyordu.
Mario, yumuşak sesiyle kardeşi Giulio ya gençlik romanını okurdu. Kardeşi Giulio’nun ise o saat gözleri kapanmaya başlardı.
Mario’nun iki eski dostu vardı; bunlardan biri sonradan en büyük düşmanı olacaktı. Ölümüne kadar dostu kalan ötekiyse iş yerindeki şefiydi, adı Brauer’di. Kendisinden birkaç yaş büyüktü. Brauer, işle ilgili güç sorunları çok daha iyi kavrıyordu ama yazışmalarda Mario’nun üstünlüğüne boyun eğmek zorundaydı.
Mario’nun hiç bir ticari hırsı yoktu. Mario, Brauer’ın neden kendisinden daha çok maaş aldığını anlamıyordu. Mario işine çok düşkün, çalışkan bir memurdu. Görevini yapmak için kimsenin kendisini uyarmasını beklemezdi. Mario’nun Brauer’den başka bir arkadaşı daha vardı. Bu, gelecekteki düşmanı Enriko Gaia adında bir pazarlamacıydı. Gaia, gençken kısa bir süre şiir yazmaya çalışmış, o sırada da Mario ile tanışmıştı. Ama daha sonra pazarlamacılık şairliği öldürmüştü. Gaia, bir gün Mario için bir oyun tezgahlar ve vakit geçirmeden Mario’ya Viyanalı yayıncı Westerman’ ın temsilcisinin yanına gittiğini söyler, birden sizin hakkınızda konuşmaya başladık der. O, sizin eski romanınız Gençligin yayıncısıyla ilişkinizi sordu, kitabın yayın hakkını satmıştınız değil mi? der.
Mario, heyecanlanarak ‘’ Bütün yayın haklarına sahibim der ‘’ Gaia ise kitabın yayın haklarını satması konusunda Mario ‘yu ikna eder. Mario, şansının böyle beklenmedik bir biçimde iyiye döndüğünü duyunca içinde buruk bir sevinç duyar. Romanın haklarının kendisine ait olmadığını Gaia’ya düşündüren ne olabilirdi? Bunca zaman sonra onu kim çıkıp ta satın almak istemişti?
Mario tüm yazım haklarını sözde Westerman firması temsilcisine 200.000 Kron karşılığında satmıştı. Bu sözleşme karşılığında aracı olan Gaia paranın bir kısmını alacaktı, kendisi pazarlamacı olan Gaia ise hissesine düşen parayı bir an önce almak istiyordu.
Westerman temsilcisi cüzdanından çeke benzer bir kağıt çıkarır ve Mario ya verir Mario ise bunun çek olduğuna samimiyetle inanır, sözleşmenin iki kopyasını da imzalar. Westerman’ın temsilcisi boş dolaşan bir pazarlamacıydı, yapacak işi yoktu, zararsız bir oyunda rol almak için bir neden görmemişti.
Mario, bankaya çeki bozdurmak için Brauer’i gönderir. Brauer, bankada parayı nakite çeviremez. Mario, bu olayı kendine yediremez, arkadaşı Gaia’nın kendine böyle bir haksızlık yapmasına dayanamaz ve Gaia’nın evinin yolunu tutar. Mario, kendine oynanan oyunun, eğer gerçekten bir oyun varsa daha ileri gitmesini kesinlikle önlemek istiyordu. Gaia’yı sokakta beklemeye karar verir, sonra onu cezalandırabileceği bir yere sürüklemeyi düşünür. Asıl iş Gaia’yı bulmaktı. Talih yüzüne güler ve pazarlamacıyı görür, Mario kibarca konuşup olayın aslını öğrenmek isterken Gaia’nın o kadar acelesi vardır ki Mario’nun yüzüne hiç dönüp bakmadan gitmek ister. Mario, bunun üzerine Gaia’ ya bir yumruk vurur ve kavga ederler.
Gaia, Mario’ya ‘’ Cahil köylüler gibi kavga etmeyelim. Ben ne istersen yapmaya hazırım’’ der. Mario, ‘’Oynadığın oyundan kimseye bahsetme yoksa bende seni nasıl ıslattığımı anlatırım herkese’’ der.
Brauer, Mario adına bankaya 200 000 Kronluk döviz sattığını hatırlar, Mario bunun kirli para olduğunu kabul ederek almaz,sonra kendine böyle yüklü bir para ödenmesinden haz duyar. Mario, cebi para dolunca olan biteni şaşkın şaşkın izler. Para iki kardeşin çok işine yaramıştır.
Sonuç olarak İnsanların her ne pahasına olursa olsun arkadaşlarına kötü şaka yapmamalıdır. İnsan kendi düşleri ile yanılsamalarıyla yaşayıp gidebilir.Bu gülünç bir olay değildir. Kötü bir şaka sonuç olarak hedef aldığı kişiye iyi gelir mi?
kitap özetleri, kitap özeti, kitaplar, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
kitap özeti, kitap,yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, kitap oku, bedava kitap