Fatih Harbiye (Roman Özeti)
http://www.hemenpaylas.com/download/...rbiye.zip.html
FATİH - HARBİYE
YAZARI : Peyami Safa
BASIM YERİ : Ötüken
BASIM YILI : 1999
SAYFA SAYISI : 128
FİYATI : 3.000.000
BASIM SAYISI : 19
KAHRAMANLARI :
NERİMAN : Romanın baş kahramanıdır. Ne istediğini tam olarak bilmeyen ,Avrupai hayata özenen bir kızdır.
ŞİNASİ : Neriman'ın evleneceği insandır. Neriman'da ki değişikliklerin farkındadır ama yapısı gereği sakin bir insan olduğundan dolayı çoğu şeyi sükutla karşılar.
FAİZ BEY : Neriman'ın babasıdır. Kızındaki değişikliğe bir anlam veremez ama herşeye rağmen kızının mutluluğunu isteyen iyi bir babadır.
MACİT : Neriman'nın erkek arkadaşıdır. Neriman'ı öz değerlerinden uzaklaştırmasında önemli bir rolü vardır.
GÜLTER : Nerimanların evlerindeki emektar yadımcıdır.
FAHRİYE : Neriman'ın arkadaşı.
NEZAHAT : Şinasi'nin kız kardeşi.
FERİT : Şinasi'nin arkadaşı
YAZARIN EDEBİ ŞAHSİYETİ - HAYATI :
PEYAMİ SAFA
(1899-15 Haziran 1961)
Şair İsmail Safa'nın oğlu olan Peyami Safa, küçük yaşta babasını kaybetti(1901). Ve uzun süren bir hasatalık dönemi geçirdiği için ilkokuldan sonra düzenli bir eğitim görmedi.Bütün yaşamı boyunca kendi kendisini yetiştirdi. On üç yaşında çalışmaya başladı. On dokuz yaşında gazetecilik mesleğine girdi. Sayısız makale ve fıkra yayınladı.Para kazanmak kaygısıyla yazdığı romanlarda "Server Bedi" imzasını kullandı. Asıl adını taşıyan romanlarında çok yönlü kişiliğini yansıttı. Kendisini yetiştiren yazar, geniş kültürünü, güçlü sezgilerini duygu ve düşünce planındaki araştırmalarında kullandı.
Türkiye'nin geçirdiği kültür ve medeniyet değişiminin toplum hayatına etkilerini, bunların psikolojik ve sosyal sonuçlarını, buhranlarını, çatışma ve uzlaşmaları ele aldı. Tahlilci,tenkitçi, bir bakış açısı kullandı.
Türk edebiyatını olduğu kadar, batı romanını da inceleyen Peyami Safa, edebiyatımızda romanı çok iyi bilen yazarlardan biri oldu.Roman tekniği ve incelemesi ile ilgili ilk sayılabilecek makaleleri de yine Peyami Safa yazdı. Sağlam ve objektif görüşler ileri sürdü. Bu makalelerde kendi romanlarının savunmasını veya izahı yerine, genel anlamı ile roman türünü ele aldı.Romanda realizm ve natüralizmi reddetti. Romanda tip, hacim, ifade, tahlil ve kurgu ile ilgili görüşler ileri sürdü.
Kendi yazdığı romanlarda felsefe bilgisi ve geniş kültürünün etkisiyle metafizik konulara, gazteciliğinin yönlendirmesi ile sosyal meselelere yer verdi.Buna rağmen, dar ve kapalı mekanlarla az sayıda kahraman ve basit olay örgüsü ile kurduğu başarılı psikolojik romanlarıyla tanındı. Ruh hallerini çözümlemedeki başarısı,usta işi roman kurgusu ve kıvrak dili ile dikkatleri çekti. Konunun çeşitliliğine ve derinliğine göre farklı anlatım tekniklerini kullandı. Tahlil ve tasvirin ağırlıklı olduğu tahkiyede konuşur gibi yazmaya karşı çıktı. Halk dilinin aşılması ve günlük ifade imkanlarının üstüne farklı ve soyut kavramları da içeren geniş bir edebiyat dilinin kullanılmasını savundu.
Server Bedi takma adıyla yazdığı 80 kadar hikaye ve romanı edebi eser saymamaktadır. Peyami Safa'nın avam işi kabul ettiği bu eserlerin çoğu edebiyat tarihçilreri tarafından takdirle karşılanmaktadır.Özellikle Cingöz Recai adlı roman kahramanın etrafında gelişen bir seri eseri, edebiyatımızın yegane polisiye romanları sayılmaktadır.Peyami Safa'nın asıl edebiyatçı yanı, kendi adıyla yayımladığı romanlarında belirmektedir.
ESERLERİ:
Fikri eserleri ; Türk inkılabına bakışlar (1938), Büyük Avrupa Anketi (1938), Felsefi Buhran (1939), Millet ve İnsan (1943), Mahutlar (1959), Sosyalizm (1961), Nasyonalizm (1961), Mistisizm (1961).
Hikayeleri ; Karanlıklar Kralı (1913), İstanbul Hikayeleri (1919),Gençliğimiz (1922), Siyah Beyaz Hikayeler (1923), Aşk Oyunları (1923), Süngülerin Gölgesinde (1924), Ateşböcekleri (1925).
Romanları ; Sözde Kızlar (1925), Mahşer (1924), Canan (1925), Bir Akşamdı (1928), Şimşek (1928), 9. Hariciye Koğuşu (1930), Attila (1931), Fatih-Harbiye (1931), Bir tereddüdün Romanı (1933), Biz İnsanlar (1939), Matmazel Noraliya'nın Koltuğu (1949), Yalnızız (1951).
Ölümünden sonra yayınlanan seçme yazıları ; Doğu - Batı Sentezi (1963), Osmanlıca - Türkçe - Uydurmaca (1970), Sanat - Edebiyat - Tenkid (1970), Seçmeler (1970), Din - İnkılap -İrtica (1972), Kadın - Aşk - Aile (1973), Eğitim - Gençlik - Üniversite (1973).
FATİH - HARBİYE :
Peyami Safa'nın san'at dünyasının zirvesine tırmanan eserlerinden biridir.Çünkü Peyami Safa' nın olgunluk çağında yazılan bir eserdir.
Türk - İslam mücerretlerini Osmanlı müşahhasında meydana getirdiği medeniyetten kopulup batıya yönelişin cemiyet ve aile üzerindeki tesirlerini işlemektedir. Batılılaşma hareketinin önceleri muayyen semtlerde süratle yerleşmesine mukabil bazı semtlerin daha fazla geleneğini muhafaza ettiğini ve böylece İstanbul' un yamalı bohça manzarasına büründüğünü, zamanla batılılaşma cereyanını büyük bir gayretle eski medeniyete bağlı istanbul semtlerini hırpaladığını ortaya koyarken, medeniyetler arası, çatışmanın ailelere kadar girerek babayı aynı dünyada bırakıp, çocuğunu batıya doğru çektiğini göstermektedir.
Bir moda salgını tarzında yayılan Batılılaşma hareketinin zamanla ruhlarda nasıl bir törpülenme husule getirdiğini teşhisten sonra; bu yeni hayat uslubuna gönül vermişlerin dahi ruhlarının en derin ve en nazlı noktalarında, öz kültürümüz arzusunun küllenmiş bir kor şeklinde varlığını muhafaza ettiği, eserde açıkça görülmektedir.
Peyami Safa, Fatih - Harbiye' de toplum ve kültür yozlaşmasının nedenlerini tartışırken de toplumdaki maddileşmeyi öne sürerek Batılılaşmanın gereksizliğini vurguladı. Fatih - Harbiye onun bu yönünü en iyi gösteren romanıdır. Peyami Safa bu romanını kahramanı genç kızın (Neriman), asıl değerlerden uzaklaşarak Harbiye'de yaygınlaşan Avrupai yaşama özenmesini ve yeniden Fatih'in simgelediği aslına dönüşünü betimlerken, bu değişimi, bütünüyle ruhsal etmenlere bağlar.
Alternatif özet
Fatih harbiye
Eserin baş kahramanı Neriman lise yıllarında tanıştığı ve yedi yıldır birlikte olduğu dostu Şinasi’den gittikçe uzaklaşmaya baslar.
Artık o Şinasi’nin ve çevresindekilerin tanıdığı Neriman değildir. Giyimi, zevkleri, derslerine ve çevresine karsı tavırları değişmiştir.
Doğu medeniyeti ve ona ait her şeyden nefret etmekte, buna karşılık Batı medeniyeti ve ona ait her şeye sevgi duymaktadır. Bu yüzden İstanbul’da Batının etkilerini en çok üzerinde taşıyan Beyoğlu semtine karsı aşırı bir sevgi duyar ve her fırsatta evlerinin bulunduğu Fatih'ten tramvaya binerek oraya dolaşmaya gider.
Bu arada konservatuarın Bati Müziği Bölümü ve Beyoğlu’ndan tanıştığı zengin aile çocuğu Macit ile arkadaş olur. Macit onun gözünde Batiyi ve medeniliği temsil eden bir gençtir. Bu yüzden ona karşı bir sevgi duyar.
Hatta Neriman bir gün Şinasi’ye yalan söyleyerek Macit ile buluşmaya gider. Fakat Şinasi bu yalanın farkına varır ve araları iyice bozulur.
Bir gün Macit Neriman’ı zengin insanların katılacağı büyük bir baloya davet eder. Neriman da bu baloya katılmayı çok istemektedir. Baloya gitmeye izin alabilmek ve gerekli parayı temin edebilmek için, son zamanlarda değişen tavırlarından dolayı kendisine kızmakta olan babası Faiz Bey’in gözüne girmeye çalışır. Uzun konuşmaların ardından Faiz Bey, Şinasi ile birlikte gitmeleri şartıyla baloya gitmesine izin verir.
Bunun üzerine Neriman baloda giyeceği bir elbise almak için Beyoğlu’na gider. Dönüşte dayısının evine uğrar. Fakat burada dayısının kızlarından dinlediği bir olay Neriman’ın hayatini değiştirir.
Olay sudur: "Fakir bir Rus gitaristle yasayan bir Rus kızı, az parayla yaşamak kendisine ağır geldiği için onu terk ederek, tanıştığı zengin bir Rum ile evlenir. Fakat bu zenginlik içindeki hayatta eskisinden çok daha mutsuz olur. Bu hayattaki her şeyi ve çevresindeki insanların davranışlarını basit ve yapmacık bulur. Pişman olarak tekrar fakir Rus gitariste döner. Fakat adam kendisini kabul etmez. Buna dayanamayan Rus kızı intihar eder."
Neriman dinlediği bu olayla kendi hayati arasında büyük bir benzerlik bulur. Gittiği yolun yanlış olduğunu, mutlu olmak için sadece paranın ve medeniyetin yeterli olmadığını, iç huzurun da gerektiğini anlar.
Balodan da, Macit'ten de vazgeçer. Doğu medeniyeti ürünü olduğunu düşünerek nefretle bir kenara bırakmış olduğu udunu tekrar eline alır. Şinasi ile de en kısa zamanda evlenmeyi kabul eder.
Artık Neriman, babası Faiz Bey ve Şinasi mutsuz geçen günlerin ardından nihayet huzurlu günlerine dönmüşlerdir.
KARAKTERLER HAKKINDA YORUMUM:
EN SEVMEDİĞİM KARAKTER : Nermin'dir. Aslında duyguları çok karışıktır ama yine de yaptığı şeyler çok yanlıştır.Romanda Neriman'nın bencilliği çok açıkça belli, babasını -çok zengin olmadıkları halde- masrafa sokmuştur.Neriman'ın çok istediği şey Macit'in davet ettiği baloya katılmaktır . Bu balayo katılmak için ve elbise almak için babasına bunu nasıl kabul ettireceğini düşünmektedir. Neriman öz değerlerinden uzaklaştıkça kafası daha çok karışmaktadır ve son olarakta dayısının kızlarının evinde bir Rus kızın hikayesini dinleyince aklı başına gelir.Önceleri yaptığı şeylerle evleneceği insan olan Şinasi'nin de kalbini kırmıştır.
EN SEVDİĞİM KARAKTER : Şinasi'dir.Neriman'da ki değişikliğin farkındadır. Fakat bu ilişkiyi hem uzun bir ilişki olduğu için hem de Neriman'ın babası olan Faiz Bey'e saygısından dolayı son verememiştir.Arada sevgide söz konusudur. Neriman'ın ondan gizli Macit ile buluştuğunu görmüş ve Neriman'dan soğumaya başlamıştır. Sabırlı bir insandır. Neriman'ın tekrar özüne dönmesinde rolü vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
kitap özeti, kitap,yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, kitap oku, bedava kitap