Franz Werfel’in 1928’de yayımlanan “Mezunlar Günü” romanında başkalarına benzemediği için arkadaşları arasında ve hatta aile içinde hırpalanan bir delikanlının, Adler’in hikâyesi anlatılıyor.
Ezmek insanın fıtratında mı var?
Sorun galiba herkesin birbirini kendine benzetme isteğinde. Bu tiksinç benzerlik, insanı insanlıktan çıkaran en başat özelliği olmuş. Üstelik kişi bunu, kendini şaşırtıcı derecede bir başkasından farklı ve özel görme gafletine düşerek yapıyor. Herkesi eninde sonunda yenme ve hayatta kalma dürtüsü. Eşitler arası birincilik. Şeytani farklılığıyla daha da uzun, konforlu yaşayıp yanı başındakine fark atma hevesi… Benzerler arasında sonu gelmeyen bir savaş. “Kimse beni anlamıyor” derken bile kendini öven iki ayaklı gurur tabloları. Tiksinç değil mi? Sana benzemeyeni hunharca ezme isteği! Sana benzeyenden üstün olma dürtüsü! Doymamazlık…
“Şu doğurduğum muhteşem yaratığa bak tıpkı babası, dedesi, amcası, dayısı.”
“Şu minik ellere bak aynı ben, aynı halası, anneannesi, teyzesi.”
“Oğlum tam bir akıl küpü, dayısına çekmiş.”
Övgüler, övgüler, övgüler. Burnu büyük iki ayaklı muhteşem gurur abideleri. İyi-kötü, zalim-merhametli, akıllı-deli, güzel-çirkin. Alt ve üst sınırlar belirlenmiş ve bu çizginin arasında insani değerler oluşturulmuş. İnsanoğlunun bir vicdan ortalaması var yani, iyiliğinin bir ortası, aklî dengesi, güzelliğin bir ölçüsü. Afrika’da altın arayan adamla, Güney Amerika’nın tarla süren çiftçisiyle, Avustralya’nın yerlisiyle, kapı komşumuzla bu bizi öyle benzer kılıyor ki. Ne kadar yabancı gelse de sana, Japon kadınla Ortadoğulu bir erkeğin sayılamayacak kadar çok benzerliği var. Hollandalı çiftçiyle ortak bir kaygıya sahipsin. Rengin farklı ama kurnazlığın aynı, gözleriniz birbirine benzemiyor fakat hayatta kalma arzunuz birbiriyle yarışır, dilini anlamıyorsun buna rağmen üreme ihtiyacın örtüşüyor. Başarı hırsın ister İstanbul’da ister New York’ta yaşa aynı. Akıllı, zeki, güzel, başarılı, sosyal, konuşkan, sevecen, uyumlu olman söylendi ve sen başkalarında da aynı özellikleri arayıp duruyorsun, olmazsa kendine benzetmek için hırpalamak senin görevin. Ezmek insanın fıtratında mı var?
SORGU YARGICININ AŞAĞILAMALARI
Franz Werfel’in 1928’de yayımlanan “Mezunlar Günü” romanında başkalarına benzemediği için