Translate

İzleyiciler

7 Aralık 2023 Perşembe

Ansızın Yola Çıkmak Rasim Özdenören

Adı hatırlanmayan birinden alınan beklenmedik bir haber... Ansızın yola koyuluş... Yolculuk esnasında rastladığı eski sevgilinin sitemleri... İlk konuşmaların ardından fark edilen tuhaflklar... Kime yazıldığı, kimin yolladığı bilinen ama anlaşılmayan gizemli telgrafların iki eski sevgiliyi bir cenaze töreni için buluşturması...





Rasim Özdenören Ansızın Yola Çıkmak adı altında topladığı bu öykülerinde olayları esrarengiz bir atmosfer içinde şekillendirmiş görünüyor. Okuyucu öykülerin binası içinde dolaşırken zihnindeki zaman ve mekan kategorilerinin yeniden şekillendiği duygusuna kapılabilir bu yüzden. Öykülerdeki kurgulama tekniğiyle yazar okuyucuya düş ve düşünce alışkanlıklarını aşma konusunda yardımcı olmak istiyor gibi. Okuyucusunun durağan bir ortak duyum kalıbının içinde hapsolmasına rıza göstermediği anlaşılan yazar, "öte" duygusunun gerçekliğini kanıtlamak istemekte adeta. Hayatı ölümle, fiziği metafizikle, gündelik olanı düşünsel olanla ve nihayet dünyevi olanı kutsal ile irtibatlandırma ihtiyacını duyumsatan öyküler bunlar...
Tasavvuf düşüncesi,

19 Ocak 2023 Perşembe

Okumaya Dair Söylenmiş sözler

Okumaya Dair


İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir.
- Goethe

Hiçbir zaman kötü kitaplar çok az ya da iyi kitaplar çok fazla okunmaz: kötü kitaplar zihin için zehir mesabesindedir, aklı harap ederler. İyi olanı okumak için kötü olanı hiçbir zaman

Entelektüel sayıklamalar ve geçiyor zaman

Entelektüel sayıklamalar ve geçiyor zaman

Süleyman Unutmaz’ı ilk defa “Mesnevi okuyup sigara içen mütebessüm kızlar beni niçin sevmez?” şiiriyle tanımıştım. Daha sonra dergilerden şiirlerini takibe devam ettim. Eski Bir Yaz Vakti İçin Mektuplar ise yazarın aldığım ilk kitabı.

Kitabın ilkin kapağına takıldı gözüm. Çünkü tiryakiler kapağından başlar sevmeye… “Orada bir köy var uzakta” şarkısını bilirsiniz, bir kısmı yeşil bir kısmı sararmış ekin dolu tarlaların, uzaktan görünen birkaç evin ve ağacın olduğu resim bize bu şarkıyı bağıra bağıra söylediğimiz yılları, çocukluğumuzu anımsatıyor.

Bir taşra yerlisi olan bizim için “nerelisin?” sorusu can sıkıcıydı hep. “Bizim köyümüz yok” dediğimizde kimse inanmaz, “Vardır vardır sen bilmiyorsundur. Baban nereli baban?” diye ısrar ederlerdi.

Yaz tatili dönüşü öğretmen “Yaz tatilinde ne yaptınız?” konulu kompozisyon yazdırınca herkes köyünden bahsederdi. Ebesiyle koyunları sağdığını, dedesiyle tarlaya gittiğini, köy evini, tandır ekmeğini, tezek kokusunu…

Eve gelir bir daha izahat isterdik, nasıl olmaz bizim köyümüz biz de köye

Aliyye’den Günümüze Hat Sanatı

Hat sanatına gönül verenlerin başucu kitabı

İslam sanatları arasında müstesna bir yeri olan hüsn-i hat sanatının tarihi hakkında Prof. Dr. Süleyman Berk’in kaleme aldığı Devlet-i Aliyye’den Günümüze Hat Sanatı isimli eseri genişletilmiş yeni baskısıyla İnkılâb yayınlarından okuyucuya sunuldu. Yazdığı kitaplar ve hattatlığıyla hat sanatında sarf-ı mesaide bulunan Süleyman Berk hüsn-i hattın tarihi, geçirdiği evreleri, üstatlarını ve yazı örnekleri kitabında ele alıyor.

Hüsn-i hat sanatını öğrenenlere ve bu sanata ilgi duyanlara bir kaynak eser olan kitap meşhur hattatların meşk murakkaları, levha ve kitabeleri, hilye-i şerif ve icazetnamelere kadar geniş bir yelpazede pek çok hat eserini ihtiva ediyor. Arap yazısının kaynağı, Emevilerden Selçuklular’a ve Osmanlılar’a kadar uzanan tarihi seyri ile yazının sanata dönüşümü kitabın ilk bölümünde konu ediliyor.

Osmanlı hat sanatında Şeyh HamdullahAhmet KarahisarîHafız Osmanİsmail ZühdîMustafa RakımMahmud CelaleddinMehmed ŞevkiSâmi EfendiMehmed Nazif ve Hasan Rıza’ya kadar ekol sahibi

Bilinenden kurtulmak / Jiddu Krishnamurti

Bilinenden kurtulmak veya nefsi dizginlemek

İnsan bildiğinden, emin olduğundan, güvendiğinden sınanır; yani kendinden. Bu hayat boyu böyle süreceği için eskiler "Hâk ol ki Hudâ mertebeni âlî eyleye" demişler. Yani, toprak gibi tevazu sahibi ol, dereceni Hakk yükseltsin. Kuşadalı'nın "Gör geç, belle geç, durma geç" deyişinde de bu hakikat gizli. Üzerinde durduğumuz ve sahiplendiğimiz her bilgi kadar, yine üzerinde durduğumuz, eşelediğimiz, takıntı hâline getirdiğimiz duygu ve düşünceler de bizi ele geçiriyor. Hiç farkında olmadan kendimize tabular, putlar inşa ediyoruz. Sonra bu tabuları yok etmeye, putları yıkmak için ömür tüketiyoruz.

Bildiğini düşünen insanın büyük yanılgıları, sosyal medyada en çok ilgi çeken post’ları ve tweet’leri oluşturuyor. Herkes birbirine nasıl olması

Robert Seethaler - Toprak

Her insan farklı bir daldan tutunur hayat ağacına

"Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan."
- Yûnus Emre

Yalan dünyada ölüm kadar evrensel bir gerçek yok. Hakkında ne söylenirse, ne yazılırsa kendimizden bir şeyler bulmak kaçınılmaz. Toprak da öyle sade ve bize ait olan gerçekleri anlatan bir kitap. Paulstadt şehrinin mezarlığında yaşayan ölülerin, mezarlarının başına oturmuş da hiç ölmemiş gibi dünyaya bir iç çekişin, bir öfkenin bazen de bir sitemin sesini duyurmuş yazar. Robert Seethaler bu kitabı yazdığı sırada New York Times'a verdiği bir röportajda, hayatın geriye dönüp baktığınızda size kalan bir kaç andan ibaret olduğunu söylemiş ve bu kadar basit bir şey olduğu üzerinde ısrar etmiş. Kitapta da tıpkı o ısrar ettiği basitlikte anlatmış yaşamı. Kitap kapağı da bahsedilen basitliği hissettirecek sadelikte bir tasarım olmuş. Tek bir ağaç ve etrafta insanlar,

23 Aralık 2022 Cuma

Sanata Maruz Kalmak: İzleyicinin Halleri PDF


Chris Burden'ın 1975 tarihli Kaderine Mahkûm Olmak performansından görünüm.

 

Yirmi birinci yüzyıl sanatında izleyicinin çağdaş sanatla imtihanını ele alan bu tez çalışması, konuyu özellikle izleyicinin müdahalesini merkeze alan sanatsal üretimler üzerinden değerlendirmektedir. Çalışmanın amacı, günümüzde bizzat bir sanatsal unsur haline gelmiş sanat üretimine yönelik