(1 – Büyük Sorgu)
…zaten edebiyat da, çığlık çığlığa dolaşıp duran kendimizi “Gel bakalım hemşerim, nereye gidiyorsun yahu, kendine dön be!” sarsıntısıyla bulabilmenin bir tür pusulası değil midir?
*
“Cart!” : tembelliğin yanına gelen yeni bir tembelliği yırtmak hiç de kolay olmuyor …
*
…soluk soluğa kalıncaya kadar insan koşar.
*
Türkiye’deki insan vicdanlı olabilse, Rusya’daki insan da vicdanlı olabilir, Çin’deki de, İsveç’deki de, Cezayir’deki de, Arjantin’deki de, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki de, Kamboçya’daki de.
*
İnsanlar, Gerçeği, mutlaka öğrenmelidirler.
*
Herşeyin değerini –önem derecesi ne olursa olsun- daima onları yitirdikten sonra anlamışızdır.
*
Yönelişlerin en ayrıcalıklısı, insanın kendi vicdanına doğru olanıdır.
*
*
Saat Kudüs oldu.
*
Arınmış, temizlenmiş, herkesin hakkı verilmiş mülkiyet güzeldir kuşkusuz da, gene gene, çok ağır birşeydir.
*
(2 – Klas Duruş)
Tek tek kendi yazgımızı mı yaşayacağız, yoksa yazgılarımızın toplamından her birimize düşen parçayı mı yaşayacağız?
*
…bildiğim her şeyden sorumlu olmazsam, nasıl hak edebilirim yaşamayı?
…yollarında ilerleyebilmek için karıncaların inadı vardır ya… nasıl inat ederler ha…
*
İnsanın, kendi kendi olabileceği sessiz bir mekan, meğerse ne kadar önemliymiş!
*
Evlat acısı gibi yüreğine oturur devrilip giden günler,
*
…hayat cümle değildir, somut bir gerçekliktir;
*
…her anında seçimle karşı karşıya insan.
*
Ne durumda olursak olalım, bir müziğiz; insan, kendi sesini, daima, başkalarından önce işitir. Herkesin, kendince, bir çileye dayanabilme gücü de buradan gelir ya.
*
…uykunuzu tam alamadan yataktan fırladınız mı : toslayacaksınız mecburen birine; şu anda, siz en yakın olan kendiniz.
*
Anlamak fiilinden meşaleler yapılmalı : yeryüzünde birbirimizi görebilmek için.
*
İnsan, ancak, gizemli cümlelerle özgür olur.
*
(3 – Kalem Kalesi)
‘Benim siyasetim inancımdır, benim inancım siyasetimdir.’
*
Hayattan umudu çıkarınca umut kalıyor gene : hayatın İÇAĞACI.
*
Ruhunu şeytana satanları altalta yazsak, Nil kadar uzun bir liste çıkar.
*
Bir de : herhalükarda yüzgöz olmamalı uykuyla; yüzsuyu dökmeye de hiç gelmemeli; çık yataktan, uykusuz uykusuz oturmak daha da iyi : herşeyin fır döndüğü bir süreç bu : hızlı bir şeyleşme ki…
*
…yanmış bir dünya verilmişti bana. Kabul ettim. Herhalde başka bir dünya kalmamıştı bana verilecek…..
*
Süpürülmekten korktukları için her süpürgenin sapına yapışanları iyi ayırt etmeli.
*
Ülkenin hali yeryüzünün halinden daha da acı geliyor bana.
*
Üç yüz altmış dereceyi algılamadan yola çıkanın uzun süre dayanabileceğini sanmıyorum : yazmak, Ağrı’dan daha da ağır bir dağı yüklenmektir.
*
Doğrudur, aşınma acıdır.
Aşınan ayak topa vuramaz.
Aşınan beyin devrim yapamaz.
Aşınan aşık şık bir görüntü vermez.
Aşınan kumaştan güzel elbiseler dikilir mi?
Aşınan ayak topa vuramaz.
Aşınan beyin devrim yapamaz.
Aşınan aşık şık bir görüntü vermez.
Aşınan kumaştan güzel elbiseler dikilir mi?
*
Çiçek de, ağaç da toprakla bağıntıyı açıklayamıyor mu? Yani, birşeye tutunmayı demek istiyorum. Ben neye tutunuyorum şimdi? Yalnızca tutunmak da değil tabii sözkonusu olan; ya bu ağırlıkta ya da daha da ağır bir yaklaşımla beslenmek; varoluşumumu onunla sağlamak.
Durmamak. Sürekli olmak.
Durmamak. Sürekli olmak.
*
Her gün hayatı, bize şu anda bağışlanmış bir armağan gibi görebilirsek…….
*
Temel taşlarını yerinden oynatmadan mümkün mü devrilmesi karanlığın?
*
…mekan insanın zamanını mühürler.
*
Herhangi birşeye –bildiğimiz, daha önce gördüğümüz birşey diyelim buna da- ilk kez görüyormuşçasına bakmak bile bir yeni keşif olamaz mı?
E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
kitap özeti, kitap,yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, kitap oku, bedava kitap