Translate

İzleyiciler

23 Temmuz 2013 Salı

Simyacı - Kitap alıntıları


Alıntılar
Yaşıyorum, dedi delikanlıya, aysız ve kamp ateşsiz bir gece, hurma yerken. Ve bir şey yerken yemekten başka bir şey düşünmem, yürüdüğüm zaman da yürüyeceğim, hepsi bu. Savaşmak zorunda kalırsam, ölüm şu gün ya da bu gün gelmiş vız gelir. Çünkü ben ne geçmişte, ne de gelecekte yaşıyorum. Benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir. Her zaman şimdide yaşamayı bilirsen, mutlu bir insan olursun. Çölde hayat olduğunu, gökyüzünde yıldızlar olduğunu ve insan hayatının özünde bulunduğu için kabile muhariplerinin savaştıklarını anlayacaksın. O zaman hayat bir bayram, bir şenlik olacak, çünkü hayat yaşamakta olduğumuz andan ibarettir ve sadece budur.
Bir tüccar mutluluğun gizini öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada yaşıyormuş.  Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşş: Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgiler çalıyormuş; dünyanın dört bir yanından gelmiş lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da varmış. Bilge sırayla bu insanlarla konuşuyormuş ve bizim delikanlı kendi sırasının gelmesi için iki saat beklemek zorunda kalmış.  Delikanlının ziyaret nedenini dikkatle dinlemiş bilge, ama Mutluluğun Gizini açıklayacak zamanı olmadığını söylemiş ona. Gidip sarayda dolaşmasını, kendisini iki saat sonra görmeye gelmesini salık vermiş. “Ama sizden bir ricada bulunacağım” diye eklemiş bilge, delikanlının eline bir kaşık verip sonra bu kaşığa iki damla sıvı yağ koymuş. "Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz." Delikanlı sarayın merdivenlerini inip çıkmaya başlamış, gözünü kaşıktan ayırmıyormuş. İki saat sonra bilgenin huzuruna çıkmış. "Güzel" demiş bilge. "Peki yemek salonumdaki acem halılarını gördünüz mü? Bahçıvan Başı’nın yaratmak için on yıl çalışğı bahçeyi gördünüz mü? Kütüphanedeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi?"    Utanan delikanlı hiç bir şey

Simyacı-Paulo Coelho

 Simyacı-Paulo Coelho

Simyacı, Brezilya’lı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho’nun, yayınladığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir ‘fenomen’ olarak değerlendirilen üçüncü romanı. Simyacı, altı yılda kırk iki ülkede yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez’den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir ‘klasik’ kimliği kazanan Simyacı’yı Saint-Exupery’nin Küçük Prens’i ve Richard Bach’ın Martı Jonathan Livingston’u ile karşılaştıranlar var (Publisher Weekly).

4 Nisan 2013 Perşembe

Amin Maalouf, 'Doğu'dan Uzakta'


Amin Maalouf, 'Doğu'dan Uzakta'da, Doğu Akdeniz'de, Ortadoğu'da yaşanan insanlık acılarını yoğun olarak yansıtırken içimizi burkuyor. Dünyanın gittiği yeri gösterirken de iyi şeyler söylemiyor.

Hasan Akarsu


Cumhuriyet Kitap - Amin Maalouf, çocuklukları, gençlikleri Doğu Akdeniz’deki bir ülkede geçen on arkadaşın savaş nedeniyle ülkelerinden ayrılıp yirmi yıl sonra dönmelerini konu ediyor bu romanında.
Olayın başkişisi ve anlatıcı Adam, gelen bir acı haber üzerine yirmi yıl sonra döner ülkesine.

Sözlerini tamamlayamadan göçüp gitmiş olanlar..


'Büyük, akıllı ve hüzünlü'

Edebi kişiliği ve yapıtları, trajik ölümüyle gölgelenen talihsiz bir yazar Stefan Zweig. Ona ilişkin yazılmış hangi metne göz atarsanız atın, intiharına ilişkin sarsıcı ayrıntılardan mutlaka söz ediliyordur. Oysa Zweig, eşsiz bir hikâye anlatıcısı olduğu kadar yüksek enerjisiyle göz kamaştıran bir üslupçu olarak da hatırlanmayı hak ediyor.


Cumhuriyet/Kitap - Gorki ona hitaben yazdığı bir mektubunda, “Size özgü anlatım gücüne sadece Lev Tolstoy’da rastlıyorum” diye iltifat etmiş ve şöyle sürdürmüş: “Bundan daha büyük bir övgü olamaz, fakat ben bu yazdıklarımı abartılmış bulmuyorum. Tolstoy’la yaptığım karşılaştırmaya beni zorlayan, sizin sanatınızdaki, öykünüzde dolu dolu ele aldığınız gerçeğe başkalarından daha fazla

27 Mart 2013 Çarşamba

“Dünyanın Ucundaki Fener” kitabı türkçe çevirisi


Bir Çocuk Klasiği Dünyanın Ucundaki Fener

Dünyada en çok satan klasiklerden Jules Verne’nin “Dünyanın Ucundaki Fener” kitabı Yasemin Yener çevirisi, Murat Sayın kapak tasarımı ile Bilgi Yayınevi Çocuk Klasikleri dizisinden çıktı.


Estados Adası, sert Antarktika rüzgârları, dev dalgaların egemen olduğu ıssız kumsalları, gemilerin parçalandığı, denizcilerin can verdiği kasvetli kayalıklarıyla Güney Amerika’nın en uç noktasında yer alıyordu. Artık medeniyet hâkimiyeti eline almaya cesaret ettiğinde, dünyada kalan en son ve en vahşi sahiller bir deniz feneriyle aydınlandı.

Fakat bu önemli ışığın koruyucusu Vasquez, iki arkadaşını öldüren ve onu vahşi doğaya süren tehlikeli ve gözü kara Kongre çetesini hesaba katmamıştı. Tek başına, hiçbir donanımı olmadan Kongre’nin hain planlarına engel olabilecek miydi acaba?


E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap

22 Mart 2013 Cuma

Dünya ölçeğinde böyle büyülü bir roman bu..


Kadınların tükenmez ve büyüleyici gücü

Ece Temelkuran “Düğümlere Üfleyen Kadınlar” adlı romanında dört kadının yolculuğunu betimlemektedir. Okuru çocuksu, bilgece anlatımıyla ayrıksı duygularla sarsacak.. Yazarın deyişiyle, “birbirini yoklayarak ilerleyen, içine sığındıkları bu hikâyeden başka gidecek yerleri olmayan” dört kadından biri “feleğin çemberinden geçmiş”, deneyimli, istençli, iş bitirici ve her türlü zorluğa direnerek ayakta kalmayı başaran “muhteşem ve benzersiz” Madam Lilla. İkincisi, “Arap Baharı”nı başlatan Tunus’taki

Uluslararası İlişkiler Tarihi-5 Türkçe çevirisi

 İlk dört cildi Evrensel Basım Yayın tarih inceleme dizisinden çıkan, Sovyet Bilimler Akademisi tarafından yayına hazırlanan "Uluslararası İlişkiler Tarihi" kitabının bu 5. cildi Ali Rıza Dırık tarafından Rusça aslından çevrilerek ilk kez Türkçeye kazandırıldı.

 Daha önce yayınlanan ilk dört cilt ile insanlık tarihinin 3500 yıllık evresi uluslararası ilişkiler etrafında anlatılarak 1939 yılına dek gelinmişti. 1939-1945 yıllarını kapsayan tarihsel süreç, uluslararası sistemdeki güçler dengesi, sınıf  mücadeleleri, devlet ve toplum düzeyindeki gelişmeler 5.ciltte birbirine bağlanarak anlatılıyor.

Gene bir kaynak kitap özelliği taşıyan bu ciltte, Almanya’nın Polonya’yı işgal ettiği 1 Eylül 1939 ile Sovyet ordularının Berlin’i ele geçirmesi ve Almanya’nın koşulsuz teslimiyle savaşın sona erdiği 8 Mayıs 1945 tarihine kadar geçen sürecin kapsamlı analizini yapılıyor.





E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap