Celil Oker'den “Sen Ölürsün Ben Yaşarım”
'Katiller de tuhaf maktuller de!'
Celil Oker'in yeni polisiye romanı “Sen Ölürsün Ben Yaşarım”da, dedektif Remzi Ünal, Hisarüstü'nde yaşayan ihtiyar bir çifte, büyük bir inşaat firmasının şantiyesinde kaza geçiren oğullarının hak mücadelesinde yardım etmek üzere yeni bir maceraya koyuluyor. Roman, mahalleleri rant hırsıyla birer birer beton yığınına çevrilen İstanbul'un devcil binalarının arasında, sıkışık trafiğinde ve acımasız iş dünyasında geçiyor. Memleketimizden, yıkılan kent ve ayrı dünyalardan insan manzaraları eşliğinde gelişiyor. Kentsel dönüşüm adı altında dönen dolaplar, para ve siyasetin kirli işbirliği götürüyor parmakları tetiğe bu kez. Oker'le “Sen Ölürsün Ben Yaşarım”ı konuştuk.
- Kentsel tahribatın insanlar ve siyaset üzerindeki tahribatla birebir ilerlediği, peteğinde çürüşen, yozlaşan toplum değerlerine ve sosyal tespitlere çok daha dikkat kesilen bir roman Sen Ölürsün Ben Yaşarım. Polisiyeyi küresel