Pipoya adanmış bir kitap
Jerome K. Jerome, “Aylak Bir Adamdan Aylak Düşünceler”de, muzip bir dille kaleme aldığı denemelerle zamanını yorumlarken gelecek kuşaklara da sesleniyor.
Jerome K. Jerome'un denemeleri...
Pipoya adanmış bir kitap
Jerome K. Jerome metinlerini okuyanlar bilir; yazar asla büyük cümlelerin peşinde koşmaz ve ağdalı laflarla içinden çıkılmaz “fikirler” ortaya atmaz. Jerome, sadeliği, mizahı ve dürüstlüğü önemser, diyeceğini der ve kenara çekilir. Kayıkta Üç Adam ve Teknede Üç Adam isimleriyle Türkçeleştirilen “Three Man On A Boat”ta, cesur bir yolculuk yerine, bir nehirde kayıkta seyahate çıkan üç adam ve Montnorency adlı köpeğin komik hikâyesini anlatmıştı. Kitaptaki dar alan, geniş mizah ve bol hikâye, yazarın üslubunun tam bir yansımasıydı.
Jerome, hikâye anlatıcılığı dışında az ve öz söyleyip çok şey düşündüren bir denemeci de. “Bir ineği bile yüceltemez” dediği Aylak Bir Adamdan Aylak Düşünceler'deki denemeler, okuyana hayli “hafif” gelebilir ama onların ağırlığı da burada zaten. Bugün çok özlediğimiz yalın anlatım, Jerome'un hemen her satırında mevcut.
İNSANLARIN ARASINDA BİR YAZAR
Jerome'un denemeleri hiçbir amaca hizmet etmiyor. Sadece anlatacağını anlatıyor ve (varsa) kıssayı çıkarmak da okura kalıyor. Tabii tembelliğin rüzgârına kapılıp gitmezse! Buraya dikkat, aylaklığa değil. Çünkü Jerome, “benim en büyük gücümdü” dediği aylaklığı, tembellikle bir görmüyor, aksine “aylak insan hep yoğun olur” diyor. Jerome, düşünmek, gezmek, yazmak ve hatta yaşamak için aylaklığın bir ön şart olduğunu kabul
ediyor. Tütünü tüttürüp hayatı yorumluyor.
Bu hayatın içinde aşk da keder de önemli yer kaplıyor. Jerome, aşkı, “uğruna ölünebilecek bir din” olarak nitelerken sıradanlığın, bu duygu için geçerliliğini yitirdiğini düşünüyor. Yazar, o “aptal günleri” özlerken denemeleri kaleme aldığı ve değersizliğin “değer” sayıldığı zamanlardan geriye doğru bakıyor. Jerome, zenginliğin sunduğu “zeki” günlerde fakirliğin öğreticiliğini de arıyor. Bunu yaparken beş parasız geçirdiği vakitlerden bahsetmeyi de unutmuyor.
Jerome'un denemeleri, hem kendi geçmişinden hem de etrafında olan bitenleri gözleyişinden besleniyor. Ama asla okurun kendisini geliştirmesine, eğitmesine ve yüceltmesine yönelik herhangi bir öğüt vermiyor, imada bulunmuyor. Bir tür hikâye anlatıcısı gibi davranıyor Jerome. Yani asla kibirli ve gösteriş meraklısı değil. Komşusunu, yolda yürüyen herhangi birini, parktaki âşıkları ve hüzne dalanları izleyip onlarla konuşuyor. Fakat hiçbirini yağlamıyor veya tavlamaya çalışmıyor. Dahası, yağlama ve tavlama yöntemiyle zenginleşip komşusundan daha varlıklı olmaya uğraşanları dikkatle gözlüyor. Bu arada kendisiyle ilgili bir itiraf geliyor: “Benim kaderim buydu; ciddi gözlemler yaptığımda insanlar kıkırdıyor, espri yaptığımdaysa kimse görmüyor.” Lanetli, nemli ve sevimsiz bir bedenden, yaşam ve kendi deneyimleri üzerine sakin sözler bunlar...
HAYALETLERLE DOLAN DÜNYA
Jerome, denemelerinde birçok konuya dalıyor ve aynı zamanda mutlu insanla mutsuzları bir kenara ayırıyor. Gerçek mutsuzluğun yönlendirmelerden ve şekil verme çabalarından kaynaklandığını sezdirirken metinleriyle insanın rahat bırakılması çağrısında bulunuyor bir bakıma. Yani aylaklığı, tüm kitap boyunca hep canlı tutuyor.
Jerome, lafını sakınmayan bir yazar. Dünyayı ve yaşamı bambaşka bir forma sokmaya çalışanlara da sesleniyor: “Yaprakları ve çiçekleri tarayıp öldürebilirsin ama hayatın kökleri, senin orağının koparamayacağı kadar derinde! Doğanın giysilerini yeniden tasarlıyorsun ama onun nabız atışını birazcık bile değiştiremezsin. Dünya, senin yasalarına uygun dönüyor ama insanoğlunun kalbi, senin krallığından gelmiyor çünkü onların doğum gününde, binlerce yıl sadece dün gibidir.”
Jerome, lafını sakınmayan bir yazar. Dünyayı ve yaşamı bambaşka bir forma sokmaya çalışanlara da sesleniyor: “Yaprakları ve çiçekleri tarayıp öldürebilirsin ama hayatın kökleri, senin orağının koparamayacağı kadar derinde! Doğanın giysilerini yeniden tasarlıyorsun ama onun nabız atışını birazcık bile değiştiremezsin. Dünya, senin yasalarına uygun dönüyor ama insanoğlunun kalbi, senin krallığından gelmiyor çünkü onların doğum gününde, binlerce yıl sadece dün gibidir.”
Jerome'un denemeleri, büyük oranda hatırlama ve hatırlatma üzerine kurulu. Gerek kendi gençliğini gerek kitabın yazıldığı zamanlardaki durumu, sanki gelecek kuşakların okuması için not etmiş. Bunun dışında Jerome'un cümlelerinin tümü, bilgeliğin sadeliğini yansıtıyor. Gençlik dönemini, gereksiz bilgiler öğrenme süreci olarak tanımlayan Jerome, “biz yaşlandıkça dünya hayaletlerle dolu bir hal alıyor” deyip konuyu ustaca bağlıyor.
Jerome'un yazdıkları, üzerinden uzun zaman geçmiş olmasına rağmen kendi dönemini aşıyor, hatta bugünü ve geleceği kuşatıyor. Herhalde bunda aylaklığının payı büyük. Tabii bu aylakça kitabı, “en iyi dostum” dediği piposuna adaması da muzipliğinin bir göstergesi...
Aylak Bir Adamdan Aylak Düşünceler/ Jerome K. Jerome/ Çeviren: Aykut Sığın/ Maya Kitap/ 160 s.
E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
kitap özeti, kitap,yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, kitap oku, bedava kitap