Translate

İzleyiciler

14 Aralık 2023 Perşembe

Julia Whelan - Dinlediğiniz için Teşekkürler

Julia Whelan - Dinlediğiniz için Teşekkürler



~~~*~~~
"Bu dünyaya daha fazla aşk lazım. Daha az suç, kötülük ve cinayet."
~~~*~~~


Go Kitap'ın en yeni romantik kitabının yorumuyla karşınızdayım. Tam da bence biz kitap kurtlarının seveceği türden bir kurgusu vardı çünkü bir kitap seslendiricisinin hikayesiydi. 😇

En güzel tarafı da yazarın da geçmişinde bu mesleği tecrübe etmiş olması karakterlerin yaşadıklarını gerçek hale getiriyordu. Aslında yazılanların altında bir gerçeklik ve tecrübe var hissiyle okuyorsunuz bu da ayrı bir güzel oluyor. 

Kalınlığı gözünüzü korkutmasın kitap akıp gidiyor ve severek okuyorsunuz da bence. Üstelik aile ilişkilerine, arkadaşlık ilişkilerine de değinen bir kurgu olması bence türlerinden de ayırt eden bir özellikti. 


~~~*~~~
"Dünyadan neyi istersen gizle ama samimi olduklarından hiçbir şey gizleme. Samimi olan her şey güzeldir."
~~~*~~~


Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Sewanee, aslında bir oyuncu olarak kariyerinin zirvesine doğru tırmanırken bir kaza geçirir ve yüzünden yaralanması oyunculuk kariyerini bitirir. Bunun üzerine bir oyunculuk eğitimini sesli kitap okuyucusu olarak çalışmaya başladığında kullanır. Ses tonunu, karakterlere bürünme yeteneği kitap okuyuculuğunda kullanan ve bu konuda oldukça da başarı elde eder. Bu başarısını da seminerlerde boy göstererek de tesciller. Las Vegas'a seminer için oyuncu arkdaşı Adaku ile beraber giden ve Adaku'nun planları yüzünden yalnız bir gece geçireceği sırada Nick adında bir genç adamla tanışan Sewanee'nin hayatı oldukça değişikliğe uğrar. Her ne kadar ikili keyifli vakit geçirse de ve sonrasında Vegas'ta olan Vegas'ta kalır dense de ikisi de birbirlerini düşünürler. Ancak ilişkileri ciddi olarak orada sınırlı kalır. Swanee döndükten sonra bir iş teklifi alır. Çıkış yapmasını sağlayan ve onunla son bulan aşk romanı yazarı ölmüştür ve son bir kitabı tozlu raflardan ortaya çıkacaktır. Sesli olarak okuyuculuğu içinde Sewanee'ye teklif gelir. Çiftli bir okuma olacaktır. Partneri de aşk romanı okuyucusu olan Brock McNight'tır. İkili beraber çalışmaya başlarlar ancak sadece iş ilişkisi olarak da kalmaz ikilinin arasındaki diyaloglar. Çünkü başta iş konuşması olarak başlayan diyaloglar sonrasında kişisel konulara doğru yol alır. Ve Sewanee bir yandan Brock'tan etkilenirken bir yandan da Nick'te aklı kalmıştır. Sewanee karmaşık duygular içinde kalbinin sesini mi dinleyecek yoksa bambaşka bir karar mı alacak kitapta görüyoruz. 

Öncelikle kitapta en çok hoşuma giden Sewanee'nin aile ilişkileriydi. Büyükannesine olan ilgisi, bağlılığı ve onunla iletişimi çok güzeldi. Hatta bakım evinde diğer yaşlılarla olan diyaloglarda çok eğlendim. Hele büyükannesinin unutkanlığı bazı şeyler tekrar tekrar söylemesi ve Sewanee'nin buna karşı sabrı ve ilgisi çok güzel anlatılmıştı. 


~~~*~~~
"Sanırım kazanmanın tadını çıkaramayacak kadar sarhoştum. Ama kaybetmeyi hazmedecek kadar da sarhoş değildim."
~~~*~~~


Bunun yanı sıra arkadaşlarıyla olan ilişkileri de çok güzeldi. Kitaplarda en sevdiğim şey de bu arkadaş ve aile ilişkileri anlatımları... çünkü daha gerçekçi geliyor kurgu o zaman. Bu kitapta da bu detaylar bana daha gerçekçi geldi o yüzden. 

Kitap okuyuculuğu ile ilgili detaylar beni baya şaşırttı. Açıkçası bu kadar zor olabileceğini hiç düşünmemiştim. Okurken, onların yetenekleri, sabırları, denemeleri, okudukları kitapların duygularını aktarma modları falan... çok iyi anlatılmıştı ve itiraf etmek gerekirse bu işi yapanları taktir ettim. Çok zor bir iş başarıyorlar. 

Sewanee ile Adaku'nun ilişkisi çok güzeldi. Birbirlerinin en yakın arkadaşları olduklarını çok belli ediyorlardı. Çünkü en zor anlarında yanlarında olmaları, hatalarını söylemeleri, birbirleri için en iyisini isteme modları çok güzeldi. Böyle arkadaşlıklara sahip olduğum için kendimi de açıkçası birazcık şanslı hissetmiş olabilirim. 😇

Nick ile Sewanee'nin tanışması, aralarındaki diyaloglar çok güzeldi. Hatta beraber yazdıkları o aşk romanı repliklerine çok eğlendim. Hatta Nick'in Sewanee'nin yara izini sormaması, daha çok kadınla ilgilenmesi çok güzeldi de. Nick adamım ben sana vuruldum. 😇


~~~*~~~
"Ben hayatımı istedim, o da beni istedi. Ama artık istemiyor, ben ise hala istiyorum."
~~~*~~~


Bunun yanında Brock ise... mesajlarda ya da maillerde adamın kartlarını açık oynaması, duygularını ifade etmesi falan da çok iyiydi. Adamı gözümde canlandırmakla da vuruldum. Tamam ona  da vuruldum😇 

Sewanee'nin ödül verirken Nick ile karşılaşması, sonrasında olanlar, bakım evinin bahçesinde yaşananlar da muhteşemdi. Hem eğlendim hem de çoğu zaman benim vereceğim tepkiler dedim. Çünkü bir itiraf edeyim tam da benim gibi arkasını dönüp gidemedi Sewanee'de 🙈 detayları öğrenmeden asla konuşmayı ya da anı sonlandıramayan biz. 😇

Venedik detayları çok güzeldi. Açıkçası Venedik'e gitmiş gezmiş biri olarak oralardaki tasvirler benim anılarımı canlandırdı. 

Sewanee'nin üvey babası diyeyim Stu çok tatlıydı. Onu okurken çok eğlendim ve işte ya aşk adamı dedim. 🙈

Ya spoiler vermemek için çok kıyıda köşede duruyorum ama severek okuduğum, keyif aldığım bir kitap oldu. Açıkçası bazı detaylarda çok uzatmalar olduğunu düşündüm falan ama genelinde çok keyif aldım okumaktan. Özellikle de Sewanee karakteri bana o kadar gerçekçi geldi ki birçok şeyde tam da benim 😇


~~~*~~~
"Duygular geçicidir. Onlara inandığın müddetçe seninle kalırlar, sonra giderler ve yeniden inanılmayı beklerler. Kalıcı olsalardı sadece te bir kez seni seviyorum der ve hayatımızın geri kalanı boyunca tekrarlamaya ihtiyaç duymazdık."
~~~*~~~


Yediden yetmişe her romans severin okuyabileceği bir kitaptı. Erotizm kısmı yoktu bu yüzden rahatlıkla okuyabilirsiniz. O kısımlar sadece sesli kitap okurken vardı ama o detaylar yarım sayfayı geçmez bir iki sahne ve kitabın sonlarına doğru o yüzden okunabilinir. 

Ayrıca kitabın tasarımını çok sevdim, bölüm başlarındaki alıntılar, kulaklık ve kitap çizgileri çok iyi detaylardı. Çok beğendim. Bir de o alıntılar çok güzeldi. Yani birbirine iki zıt düşüncelerin alıntılanması süperdi. 

E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap
Julia Whelan - Dinlediğiniz için Teşekkürler

12 Aralık 2023 Salı

Kitaplardan Alıntılar


1. Kör Baykuş, Sadık Hidayet

  • ‘’Lakin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. — Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir.’’
  • - ‘’Hayır! Çünkü ne malım var kadıya yedirecek, ne dinim var şeytana verecek.’’
  • ‘’Şimdi şimdi anlıyorum: O, bu herifleri yüzsüz, ahmak ve kokuşmuş oldukları için seviyordu. Onun aşkı pislik ve ölümle aynı şeydi aslında.’’
  • ‘’Afyon içince büyük, latif, büyülü ve yüce düşüncelere kavuşuyor, bu

7 Aralık 2023 Perşembe

Ansızın Yola Çıkmak Rasim Özdenören

Adı hatırlanmayan birinden alınan beklenmedik bir haber... Ansızın yola koyuluş... Yolculuk esnasında rastladığı eski sevgilinin sitemleri... İlk konuşmaların ardından fark edilen tuhaflklar... Kime yazıldığı, kimin yolladığı bilinen ama anlaşılmayan gizemli telgrafların iki eski sevgiliyi bir cenaze töreni için buluşturması...





Rasim Özdenören Ansızın Yola Çıkmak adı altında topladığı bu öykülerinde olayları esrarengiz bir atmosfer içinde şekillendirmiş görünüyor. Okuyucu öykülerin binası içinde dolaşırken zihnindeki zaman ve mekan kategorilerinin yeniden şekillendiği duygusuna kapılabilir bu yüzden. Öykülerdeki kurgulama tekniğiyle yazar okuyucuya düş ve düşünce alışkanlıklarını aşma konusunda yardımcı olmak istiyor gibi. Okuyucusunun durağan bir ortak duyum kalıbının içinde hapsolmasına rıza göstermediği anlaşılan yazar, "öte" duygusunun gerçekliğini kanıtlamak istemekte adeta. Hayatı ölümle, fiziği metafizikle, gündelik olanı düşünsel olanla ve nihayet dünyevi olanı kutsal ile irtibatlandırma ihtiyacını duyumsatan öyküler bunlar...
Tasavvuf düşüncesi,

19 Ocak 2023 Perşembe

Okumaya Dair Söylenmiş sözler

Okumaya Dair


İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir.
- Goethe

Hiçbir zaman kötü kitaplar çok az ya da iyi kitaplar çok fazla okunmaz: kötü kitaplar zihin için zehir mesabesindedir, aklı harap ederler. İyi olanı okumak için kötü olanı hiçbir zaman

Entelektüel sayıklamalar ve geçiyor zaman

Entelektüel sayıklamalar ve geçiyor zaman

Süleyman Unutmaz’ı ilk defa “Mesnevi okuyup sigara içen mütebessüm kızlar beni niçin sevmez?” şiiriyle tanımıştım. Daha sonra dergilerden şiirlerini takibe devam ettim. Eski Bir Yaz Vakti İçin Mektuplar ise yazarın aldığım ilk kitabı.

Kitabın ilkin kapağına takıldı gözüm. Çünkü tiryakiler kapağından başlar sevmeye… “Orada bir köy var uzakta” şarkısını bilirsiniz, bir kısmı yeşil bir kısmı sararmış ekin dolu tarlaların, uzaktan görünen birkaç evin ve ağacın olduğu resim bize bu şarkıyı bağıra bağıra söylediğimiz yılları, çocukluğumuzu anımsatıyor.

Bir taşra yerlisi olan bizim için “nerelisin?” sorusu can sıkıcıydı hep. “Bizim köyümüz yok” dediğimizde kimse inanmaz, “Vardır vardır sen bilmiyorsundur. Baban nereli baban?” diye ısrar ederlerdi.

Yaz tatili dönüşü öğretmen “Yaz tatilinde ne yaptınız?” konulu kompozisyon yazdırınca herkes köyünden bahsederdi. Ebesiyle koyunları sağdığını, dedesiyle tarlaya gittiğini, köy evini, tandır ekmeğini, tezek kokusunu…

Eve gelir bir daha izahat isterdik, nasıl olmaz bizim köyümüz biz de köye

Aliyye’den Günümüze Hat Sanatı

Hat sanatına gönül verenlerin başucu kitabı

İslam sanatları arasında müstesna bir yeri olan hüsn-i hat sanatının tarihi hakkında Prof. Dr. Süleyman Berk’in kaleme aldığı Devlet-i Aliyye’den Günümüze Hat Sanatı isimli eseri genişletilmiş yeni baskısıyla İnkılâb yayınlarından okuyucuya sunuldu. Yazdığı kitaplar ve hattatlığıyla hat sanatında sarf-ı mesaide bulunan Süleyman Berk hüsn-i hattın tarihi, geçirdiği evreleri, üstatlarını ve yazı örnekleri kitabında ele alıyor.

Hüsn-i hat sanatını öğrenenlere ve bu sanata ilgi duyanlara bir kaynak eser olan kitap meşhur hattatların meşk murakkaları, levha ve kitabeleri, hilye-i şerif ve icazetnamelere kadar geniş bir yelpazede pek çok hat eserini ihtiva ediyor. Arap yazısının kaynağı, Emevilerden Selçuklular’a ve Osmanlılar’a kadar uzanan tarihi seyri ile yazının sanata dönüşümü kitabın ilk bölümünde konu ediliyor.

Osmanlı hat sanatında Şeyh HamdullahAhmet KarahisarîHafız Osmanİsmail ZühdîMustafa RakımMahmud CelaleddinMehmed ŞevkiSâmi EfendiMehmed Nazif ve Hasan Rıza’ya kadar ekol sahibi

Bilinenden kurtulmak / Jiddu Krishnamurti

Bilinenden kurtulmak veya nefsi dizginlemek

İnsan bildiğinden, emin olduğundan, güvendiğinden sınanır; yani kendinden. Bu hayat boyu böyle süreceği için eskiler "Hâk ol ki Hudâ mertebeni âlî eyleye" demişler. Yani, toprak gibi tevazu sahibi ol, dereceni Hakk yükseltsin. Kuşadalı'nın "Gör geç, belle geç, durma geç" deyişinde de bu hakikat gizli. Üzerinde durduğumuz ve sahiplendiğimiz her bilgi kadar, yine üzerinde durduğumuz, eşelediğimiz, takıntı hâline getirdiğimiz duygu ve düşünceler de bizi ele geçiriyor. Hiç farkında olmadan kendimize tabular, putlar inşa ediyoruz. Sonra bu tabuları yok etmeye, putları yıkmak için ömür tüketiyoruz.

Bildiğini düşünen insanın büyük yanılgıları, sosyal medyada en çok ilgi çeken post’ları ve tweet’leri oluşturuyor. Herkes birbirine nasıl olması

Robert Seethaler - Toprak

Her insan farklı bir daldan tutunur hayat ağacına

"Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan."
- Yûnus Emre

Yalan dünyada ölüm kadar evrensel bir gerçek yok. Hakkında ne söylenirse, ne yazılırsa kendimizden bir şeyler bulmak kaçınılmaz. Toprak da öyle sade ve bize ait olan gerçekleri anlatan bir kitap. Paulstadt şehrinin mezarlığında yaşayan ölülerin, mezarlarının başına oturmuş da hiç ölmemiş gibi dünyaya bir iç çekişin, bir öfkenin bazen de bir sitemin sesini duyurmuş yazar. Robert Seethaler bu kitabı yazdığı sırada New York Times'a verdiği bir röportajda, hayatın geriye dönüp baktığınızda size kalan bir kaç andan ibaret olduğunu söylemiş ve bu kadar basit bir şey olduğu üzerinde ısrar etmiş. Kitapta da tıpkı o ısrar ettiği basitlikte anlatmış yaşamı. Kitap kapağı da bahsedilen basitliği hissettirecek sadelikte bir tasarım olmuş. Tek bir ağaç ve etrafta insanlar,

23 Aralık 2022 Cuma

Sanata Maruz Kalmak: İzleyicinin Halleri PDF


Chris Burden'ın 1975 tarihli Kaderine Mahkûm Olmak performansından görünüm.

 

Yirmi birinci yüzyıl sanatında izleyicinin çağdaş sanatla imtihanını ele alan bu tez çalışması, konuyu özellikle izleyicinin müdahalesini merkeze alan sanatsal üretimler üzerinden değerlendirmektedir. Çalışmanın amacı, günümüzde bizzat bir sanatsal unsur haline gelmiş sanat üretimine yönelik

30 Kasım 2022 Çarşamba

Bilinçli Makinelere Giden Yol: Yapay Zekânın Dünü, Bugünü, Yarını



 

Bilgisayar teknolojilerinin hızla geliştiği şu günlerde “yapay zekâ” terimini giderek daha sık duyuyoruz; bilim, sağlık, eğitim, sanayi, eğlence, sanat ve daha nice alanda yapay zekâ uygulamaları gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Peki ama yapay zekâ (YZ) derken tam olarak ne kastediyoruz?

Otuz yıldan uzun süredir YZ araştırmacısı olarak çalışan Michael Wooldridge, bu kitapta bize YZ’nin

Grizunun Kokusunu Almak

 

“Grizu renksiz ve kokusuz bir gaz olduğundan [...] eskiden maden kuyularına kafes içerisinde kuşlar indirilirdi. Kuşlar titremeye veya tüylerini kabartmaya koyulduğunda, tehlike ânının geldiği hissedilirdi

9 Kasım 2022 Çarşamba

13 Ekim 2022 Perşembe

9 Haziran 2022 Perşembe

Yazın Türü: Gotik Edebiyat

İnsanı Tüyler Ürpertici Bir Orta Çağ Atmosferine Sokan Yazın Türü: Gotik Edebiyat

Gotik edebiyat nedir? Karanlık bir Orta Çağ atmosferi, gizemli ve doğaüstü olaylarla bezeli bir kurgu... Gotik edebiyatın nasıl ve neden ortaya çıktığını anlatan bir derleme hazırladık.
İnsanı Tüyler Ürpertici Bir Orta Çağ Atmosferine Sokan Yazın Türü: Gotik Edebiyat

Nedir, ne değildir?

gotik edebiyat çoğunlukla karanlık bir kalede veya başka bir orta çağ atmosferinde geçen, gizem ve doğaüstü olaylar ile karakterize edilen ayıla bayıla okuduğum bir kurgu türü.

Edebi Tür: Absürt Edebiyat

İnsanlık Halinin Birbirinden Saçma Hallerini Anlatan Edebi Tür: Absürt Edebiyat

Absürt edebiyat nedir? Ünlü yazarları kimlerdir? Lisede klasik adı altında okuduğunuz pek çok kitabın esasında bu türe dahil olduğunu duyunca şaşıracaksınız.
İnsanlık Halinin Birbirinden Saçma Hallerini Anlatan Edebi Tür: Absürt Edebiyat
Kafka'nın Dava romanının çizgi roman uyarlamasından bir kare.

absürt edebiyat varoluşçu hissiyatla, insanlık halinin absürt/saçma durumlarını anlatmak için zamandan bağımsız hikaye anlatımı, gerçeküstücülük ve komedi kullanan bir edebiyat türüdür.

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Boşluktan Gelen Sesler

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Boşluktan Gelen Sesler: Boşluktan Gelen Sesler Per Petterson’un  At Çalmaya Gidiyoruz, Reddediyorum, Lanet Olsun Zaman Nehrine ve Benim Durumumdaki Erkekler  romanl...

24 Mayıs 2022 Salı

Fukaranın düşkünü beyaz giyer kış günü

“Fukaranın düşkünü beyaz giyer kış günü” yanlış.

Doğrusu: “Zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü” Buradaki zürefa, zarif kimse anlamına gelir. Atasözüyle anlatılmak istenen; daha önce iyi durumda olan kişi bu konumu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur.

E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap

3 Şubat 2022 Perşembe

Maksim Gorki, Artamonovlar

Gorki’den üç kuşağın mücadelesi; ‘Artamonovlar’

Maksim Gorki, Artamonovlaradlı yapıtında, küçük bir fabrikayla başlayıp işini büyüten eğitimsiz ama güçlü ve girişimci büyükbabadan, entelektüel ve devrimci toruna uzanan üç kuşaklık öyküsünü anlatır.


Keskin gözlemciliği, capcanlı karakterler yaratma yeteneği ve Rus toplumunun alt sınıflarına ilişkin

24 Ocak 2022 Pazartesi

Algınız kadar yazabilirsiniz !

Kendimizi başkalarının bizi gördüğü gibi görmek çok yararlı bir yetenektir.”

Aldous Huxley

Huxley’in bu düşüncesini de dillendirdiği Sezgi Kapıları (*) elime aldığım ilk günden beri benim “yaşama algısı” kitabım olmuştur. Bir konuşmamızda Kemal Demirel, “Algınız açık değilse yazamazsınız, onun için bir yazara felsefe gerek, bilim gerek, sinema, müzik, resim ve tiyatro gerek,” demişti. Bana İnsanlar Üzerine adlı deneme kitabını imzalayıp verdiğinde, ona, daha önceleri bu

22 Ocak 2022 Cumartesi

"Genç modern” annelerin başına gelen çoğu absürt olay bu kitapta !

“Geçmişi Bir Yabancıymışçasına Hatırlamak”

Sinem Keskinel’in Cenova Yayınları’ndan çıkan kitabı Yaz’dan Sonra, tanıdık bir hikâye üzerinden annelik ile tanışma, lohusalık buhranı, yetersizlik ve başkalaşma duygusu gibi pek konuşulmayan ve üstü örtülen meselelere dokunuyor.



Yaz
dan Sonra adlı kitabını elime ilk aldığımda karşılaşacağım şeyleri hiç tahmin etmeden okumaya başladım. Adının da getirdiği hissiyatla yaklaşan yaz mevsimine yakışır, sempatik ve naif bir kitap bekliyordum. Hâlbuki daha başlarda hikâye ortaya çıktıkça, sandığımdan çok daha sert bir şeyin beni beklediğini fark ettim. Gerçekçi ve sözünü sakınmayan bir dünyaya daldım. Bu hikâye nasıl ortaya çıktı ve otobiyografik bir yanı var mı?

Herüretimin otobiyografik yanlarının olduğunu düşünüyorum. Birebir üreticisinin başından geçen

Güneşte Hiç Tazelik Yok

“Güneşte Hiç Tazelik Yok”

Beat Kuşağı'nın Kuzeybatılılar kolunun son temsilcilerinden Richard Brautigan’ın İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde kendi iç savaşını veren, zamanda oradan oraya savrulan bir adamın hikâyesini anlattığı Yani Rüzgâr Her Şeyi Alıp Götürmeyecek kitabı üzerine bir yazı.



Richard Brautigan’ın intihar etmeden önce kaleme aldığı son romanı Yani Rüzgâr Her şeyi Alıp Götürmeyecek, İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında Amerika’da yaşanan gündelik hayata mercek tutan bir kitap. Bu sarsıcı kitap benim yazarla tanışma kitabım oldu. Ölüme farklı gözlerle bakmaya

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Boşluktan Gelen Sesler

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Boşluktan Gelen Sesler: Boşluktan Gelen Sesler Per Petterson’un  At Çalmaya Gidiyoruz, Reddediyorum, Lanet Olsun Zaman Nehrine ve Benim Durumumdaki Erkekler  romanl...

18 Ocak 2022 Salı

Hiç Dinmeyen Fırtına: Günlükleri Işığında Sofya Tolstoy & Lev Tolstoy

“L.N., bugün daha iyi bir gün geçirdi, çünkü ağrısı azdı ve bir buçuk saat kadar uyudu; konuşabildi de. Buna rağmen güçten düşüyor ve özellikle kalbi zayıflıyor. Başka bir şey düşünemiyorum; güçlü olmam ve ona bakmam gerek. Patlamak isteyen umutsuzluğumu, yüreğimin derinliklerine gömmeye uğraşıyorum.”

Sofya Tolstoy, 28 Ocak 1902

Günlük, bir edebî malzeme olmasının yanında yazarının gündelik hayatını, sırlarını, en insani yönlerini açığa vurması bakımından da önemli bir yazın türüdür. Hele de bu günlüğü tutan kişi dünya edebiyatının önemli bir ismiyse, yazdıkları daha bir anlamlı hale gelir, okurlar tarafından fazladan bir dikkatle takip edilir. Bununla birlikte okur,

Son Hikâyeler

Özellikle 2018 yılında hem Man Booker hem de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasıyla tıpkı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de okur kitlesi genişleyen Olga Tokarczuk, Türkçeye yeni çevrilen romanı Son Hikâyeler (Timaş Yayınları, 2021) ile yine okuru özgün dili ve üslubu odağında zengin bir kurguya davet ediyor.

Birbirini bütünleyen, iç içe geçmiş üç hikâyeden oluşuyor Son Hikâyeler. Metnin başından itibaren güçlü

Aile Çay Bahçesi - Yekta Kopan


aile çay bahçesi

Geçtiğimiz aylarda bir film izledim: Kusursuzlar. 2013 Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi film, en iyi yönetmen ödüllerini falan almış bir film. Yönetmen koltuğunda Ramim Matin var. Filmde Yasemin ve Lale isimlerindeki iki kız kardeşin hayatlarından bir kesit çıkıyor karşımıza. Farklı karakterde olan bu kardeşlerin hayata bakışları, yaşayış şekilleri, oturuşları, kalkışları; neredeyse her şeyleri farklı. Çeşme’de, ölmüş olan anneannelerinin yazlıklarında tatile giden kardeşlerin sakladıkları sır, filmin sonlarında açığa çıkıyor ve seyirciyle buluşuyor. “Olayımız budur abiler”

Category Archives: Öykü Konuşmaları


ferhat-ozkan

FERHAT ÖZKAN’LA “YOKSUNLAR” ÜZERİNE SÖYLEŞİ *

Yoksunlar’a Dostoyevski’den yaptığınız bir alıntı ile başlıyorsunuz. “… Tuhaf tuhaf düşünceler doldurmuş kafamın içini, sanki onlar da ağrıyorlar.” cümlesini duyuyoruz Makar Aleksiyeviç’ten.  Öyküleri okuyunca gerçekten de “bu öykülerin yazarının kafasındaki ağrı” hissediliyor okur tarafından. Öyküleri ortaya çıkaran ne tür bir ağrı? Herhangi bir anlamda ağrısı/acısı olmayan insan yazabilir miydi bu öyküleri?

O cümleyi söyleyen, Dostoyevski’nin yarattığı bir karakter. Elbette Dostoyevski’nin kafasındaki “ağrıyan düşünceleri” sorgulamak haddimiz değil ama Makar Aleksiyeviç’in “ne kadar Dostoyevski” olduğunu asla öğrenemeyiz. Durum böyle olunca hele benim kafamdaki -eğer varsa- ağrının da, orada bahsedilen düşünce ağrılarıyla ne kadar benzeştiğini de bilemeyiz, daha doğrusu ben bilemem. Ben öyküleri hep bir “fikir” üzerinden ilerletmeye çalışıyorum, öykülerde “yazarının kafasındaki ağrı” hissediliyorsa, belki sebebi budur ve bu durumda teşekkür etmekten başka yapacak bir

13 Ocak 2022 Perşembe

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim - Joanne Greenberg

'Sana Gül Bahçesi Vadetmedim', deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sağımıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborah'ın akıl hastanesine 'düşme'sine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun 'kurtarma operasyonu' başlar. Greenberg'in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, 'akıl hastalarının gizleri' üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi.




Sana Gül Bahçesi Vadetmedim Özet

İnsan psikolojisinin en uç noktalarından biri olan "şizofreni" hastalığına yakalanmış

14 Kasım 2021 Pazar

31 Ekim 2021 Pazar

“Eskiden İnsandım, Şimdi Dünyayım”

Robert Seethaler, “Bir hayattan geriye ne kalır?” sorusunun peşinden gittiği son romanı Toprak ile bir mezarlıktan gelen hikâyelere kulak vererek ölümün hayatlarımızdaki yerini hatırlatıyor.

“Eskiden İnsandım, Şimdi Dünyayım”

Ölüm üzerine ne çok düşünürüz değil mi? Hayatımızın anlamını onun üzerinden üretmeye çalışırız. Ansızın gelebileceğini bilsek de ne zaman olacağına dair belirsizlik bizi yaşama telaşına sürükler. Ona bir sürü anlam yükleriz. Ölümü anlamaya, sonrasını bilmeye karşı açlık duyarız

27 Ekim 2021 Çarşamba

Cicero neden kader üzerine yazdı?

Cicero’ya göre kader!

Roma’yı birey, geleneksel toplum düzeni ve devlet üçgeninde ele alan konuşmaları, felsefi ve teknik eserleriyle her çağın insanını etkilemeyi başarmış büyük devlet adamı, hatip ve düşünür Cicero (M.Ö. 106 - M.Ö. 43), Kader Üzerine’de kader (kaçınılmazlık, determinizm) ve özgür istenç sorunuyla ilgili Yunan felsefe okullarının birbiriyle çatışan farklı görüşlerini aktarıp yorumlar. Bunu yaparken sadece yaşadığı dönemin Romalılarına değil, bugünün okurlarına da bu çetin sorunu çözebilmelerinde yardımcı olmakta, en azından farklı yaklaşımlara dikkat çekmektedir.



“Her şey doğa ve talihten ise, kader üzerinde durmanın mantığı ne?”

Cicero

LATİNCE-TÜRKÇE

M.Ö. 106 yılında Arpinum’da doğan devlet adamı, hatip ve düşünür Marcus Tullius Cicero’nun “De Fato” (Kader Üzerine) parşömene yazdıklarını, 2 bin yıl sonra basılmış kitaplardan ya da sanal olarak

2 Eylül 2021 Perşembe

Alışmadık Alışmayacağız: Bağımsızlık sonrası Afrika edebiyatı

Alışmadık Alışmayacağız: Bağımsızlık sonrası Afrika edebiyatı: Bağımsızlık sonrası Afrika edebiyatının en önemli özelliği, coşkuyla beraber bağımsızlığın getirmiş olduğu büyük umutlardı. Ancak sömürgecil...

Evlere Sığmayan Macera / Aytül Akal

Çocukluk odalara sığmaz! Y. Bekir Yurdakul’un yazısı...

Otuz yıldır çocuklar için yazan Aytül Akal’ın son yıllardaki verimlerinden Evlere Sığmayan Macera, çocuklar için kaleme alınmış olsa da çocukluk çağlarımıza dönüp yeniden bakmaya, çocukların yüreklerindeki gizil gücü derinden kavramaya çağıran çığlığıyla aslında öncelikle yetişkinlerin okuması gereken bir roman.


Evlere Sığmayan Macera’nın kendi yaşamımızdan da epeyce yakın tanıdığımız kahramanları Kerem,

27 Ağustos 2021 Cuma

Kant ve Metafizik Problemi - Çeviri: Kaan H. Ökten

Kant Ve Kesin Bilimler

Temel ontoloji, sonlu insan özünün ontolojik açıdan çözümlenmesi anlamına gelir. Bu ontolojik çözümleme, “insanın doğasına ait” metafizik için temel hazırlamalıdır. Temel ontoloji, metafiziğin olanaklılaşması için gerekli olan insan Dasein’ın metafiziğidir ve tüm antropoloji türlerinden, felsefi antropolojiden de temelden ayrışır. Bir Temel ontoloji idesini açıklamak demek, Dasein’a ilişkin tanımlı ontolojik çözümlemeyi kaçınılmaz bir gereksinim olarak görmek ve bu yolla temel ontolojinin “insan nedir?” biçimindeki somut soruyu hangi amaçla ve hangi tarzda, hangi sınırlama içerisinde ve hangi koşullar altında sorduğunu açıklığa kavuşturmak demektir. Ancak bir fikir öncelikle bir olguyu ya da olayı aydınlatma gücüne dayanarak beliriyorsa, temel ontoloji idesi de bir metafiziğin temellendirilmesi olarak “Saf Aklın Eleştirisi”nin bir yorumunda kendini savunmalı ve göstermelidir.


çeviri

E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap

Dorothy Parker Öyküleri

Toplu Öyküler’i, şair, yazar, senarist ve eleştirmen Dorothy Parker’ın uyumsuz ve tartışmalı kişiliğinin tam bir yansıması olmakla kalmıyor, bu çatışmayı yaratan gerçekleri de gözler önüne seriyor. 1920’ler ile 30’lara keskin gözlemleri, yetkin alaycı biçemiyle tanık eden Parker; yakından gözlemlediği zenginlerin yaşamındaki yüzeysellikten başlayarak, kadın-erkek ilişkileri, sınıf ve cinsiyet çatışmaları, iletişim sorunları ve ruhsal bunalımlar gibi pek çok konuyu öykülerinin tam kalbine oturtuyor. Kahkahalar ile gözyaşları arasında sağlam bir köprü kuruyor.


DOSYA DOLABINDA KÜLLENEN YİRMİ YIL!

New York’un saygın ve zengin ailelerinden birinin kızı olarak 1893’te dünyaya gelen Dorothy Parker, küçük yaşta annesini kaybetmesi; babası ve üvey annesiyle bir türlü anlaşamaması nedeniyle mutsuz bir çocukluk geçirmiş. Yaradılışına hiç uygun olmayan bir manastır okulundaki kısa süreli deneyimi de evinde hissetmeye başladığı aidiyet sorununu pekiştirmiş.

Çehov’un tek romanı; ‘Avda Trajedi’

Anton Çehov’un henüz 24 yaşındayken yazmaya başlayıp “Antoşa Çehonte” takma adıyla yayımladığı Avda Trajedi yazarın tek romanı. On dokuzuncu yüzyılda Rusya taşrasında işlenen bir cinayetin iki anlatıcının ağzından aktarıldığı roman, polisiye türünün yenilikçi bir örneği.



Anton Çehov’un henüz 24 yaşındayken yazmaya başlayıp “Antoşa Çehonte”

11 Haziran 2021 Cuma

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Türk Edebiyatının Bağımsız Şairi Behçet Necatigil’...

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: Türk Edebiyatının Bağımsız Şairi Behçet Necatigil’...: 1916 yılında İstanbul'da dünyaya gelen  Behçet Necatigil , öğretmen kimliğinin yanında edebiyatımızın en önemli şairlerinden biri olarak...

Türk Edebiyatının Bağımsız Şairi Behçet Necatigil’den En İyi 10 Şiir

Türk Edebiyatının Bağımsız Şairi Behçet Necatigil’den En İyi 10 Şiir

1916 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Behçet Necatigil, öğretmen kimliğinin yanında edebiyatımızın en önemli şairlerinden biri olarak anılmaktadır. İyi bir şair olduğu kadar başarılı çevirileri ile de kütüphanelerimize katkıda bulunan Necatigil; Rainer Maria Rilke, Knut Hamsun, Thomas Mann ve Stefan Zweig gibi birçok Alman ve Norveç kökenli edebiyatçının eserlerini Türkçeye kazandırdı.