Translate

İzleyiciler

19 Ekim 2020 Pazartesi

Gılgamış Destanı'nın Genel Hatlarıyla Özetlenmiş Keyifli Hikayesi


Tarihin en eski yazılı destanının neler anlattığını kısa bir okuma ile iyi şekilde öğrenebilirsiniz.
Gılgamış Destanı'nın Genel Hatlarıyla Özetlenmiş Keyifli Hikayesi

gılgamış destanı, mezapotamya bölgesinde milattan önce 1800’lü yıllarda kil tabletlere sümerce yazılmıştır ve günümüzde yazılmış en eski destan olarak bilinmektedir.

hikayeye göre gılgamış yüce bir kraldır ve

Hermione ve Ron Arasında, Daha İlk Kitaptan Beri Fark Edilen Cinsel Tansiyon

Büyük Hogwarts Savaşı'ndan birkaç yıl sonra evlenen Ron ve Hermione ilişkisi aslında başından beri hissediliyordu. Yazar JK Rowling'in seri bittikten sonra söylediği "Hermione, Harry ile evlenmeliydi" sözünü bir kenara bırakarak bu ilişkiyi inceliyoruz.
Hermione ve Ron Arasında, Daha İlk Kitaptan Beri Fark Edilen Cinsel Tansiyon

hermione'nin harry yerine ron'u tercih etmesi, harry potter serisinin başından beri belli olan bir gerçek.

birkaç yıl önce j.k. rowling -bir kez daha- kendi yazdığı seriye ihanet ederek hermione'nin aslında ron

Yüzüklerin Efendisi Serisinin Anlatmak İstediği Temel Fikirler Nelerdir?

RR Tolkien'in başyapıtının ana fikri neydi? Neleri anlatmak istedi, nelerden ilham aldı? Kendisinin de yorumları eklenerek hazırlanan güzel bir özet.
Yüzüklerin Efendisi Serisinin Anlatmak İstediği Temel Fikirler Nelerdir?
Aragorn

Tolkien'in kendisi de 1968'deverdiği röportajda bunu dile getiriyor aslında. yüzüklerin efendisi için ilhamı nereden aldığını anlatırken simone de beauvoir'ın sessiz bir ölüm kitabından bir alıntıya yer veriyor: "doğal ölüm diye bir şey yoktur. insan varlığıyla dünyayı sorgulamaya açtığı için başına gelen hiçbir şey doğal değildir. her insan ölmek zorundadır fakat her biri için kendi ölümü bir kazadır ve dahi bunu bilse ve kabullense de gerekçesi olamayacak bir ihlaldir." sonra ilave ediyor, "bu ifadelere katılabilir veya katılmayabilirsiniz fakat yüzüklerin efendisi'nin ilham kaynağı budur."

9 Ağustos 2020 Pazar

Tarih Hırsızlığı - Jack Goody


Bir Hırsızlığın Anatomisi tarihçilerin yaklaşık MÖ 3000 yıllarındaki Bronz Çağı’ndan itibaren toplumsal temel değişiklikleri nasıl değerlendirdiklerini tekrardan ele almak ve bu yaklaşımdaki mevcut çelişkilerle yüzleşmektir. Goody, bu amacını gerçekleştirmek için büyük hayranlık duyduğu Braudel, Anderson, Laslett ve Finley gibi tarihçilere müracaat eder. Akabinde Marx ve Weber de dâhil olmak üzere, mezkûr tarihçilerin, dünya tarihlerini ele alış biçimlerini eleştirir (2012, s. 3). Goody, Batı Avrupa’nın tarihten çalmaya, feodalizm ve Rönesans aracılıyla kapitalizme az çok düz bir çizgi hâlinde ilerleyen arkaik toplum ve antik çağ kavramlarıyla başladığını belirtir (2012, s. 32). Goody’nin çalınanlar listesi epey kabarık bir yekûn tutar. Özetle uygarlık, kapitalizm, demokrasi, özgürlük, bireycilik, aşk, şehir, üniversite, hümanizma, hayırseverlik, zaman, mekân, dönemleştirme ve bunların hepsini kuşatan tarih anlatısını sayabiliriz. Sahiplenilen Zaman, Mekân ve Tasnifi Tarih dendiğinde ilk akla gelen iki kavram zaman ve mekândır. Dolayısıyla hırsızlığın ilk icra edildiği alan bunlar olmuştur. Zaman ve mekânın hâlihazırdaki boyutlarının, Batı tarafından inşa edildiği bilinen bir gerçektir (2012, s. 16). “Tarih hırsızlığı”, zaman ve mekân hırsızlığının yanında dönemlerin de tekelleştirilmesini içermektedir (2012, s. 25). Goody, “Avrupa’nın, yalnız geri kalan dünyanın tarihini ihmal etmek veya hafife almakla kalmayıp aynı zamanda bizim Asya anlayışımıza, onun geçmiş olduğu kadar gelecek açısından da önemli bir şekilde kötüleştiren bir şekilde, tarihsel kavramlar ve dönemler dayattığını göstermeyi” hedeflediğini ifade eder (2012, s. 9). Geçmişte olduğu

11 Nisan 2020 Cumartesi

Kimdir yazar, bir kahin mi, bir yol gösterici mi yoksa yalnızca bir hikâye anlatan kişi mi?

Roman ve YazarRoman ve Yazar
 “Yazarın malzemesi gerçeklik ve hayâldir. Gerçeklik, sosyal, bireysel olduğu gibi tarihsel de olabilir. Hayâl gücü, yaratıcı yazarın kullandığı yapı taşlarının ikinci öbeğini oluşturur…”[1] Yazarın romandaki tutumu onun ele aldığı gerçekliğe karşı tutumunu yansıtır ki “bu da bir ve tek değil, çeşitlidir. Gerçekliği kendi ruhsal merceğinden geçirmektir yaratıcı yazarın yaptığı iş. Ve bu mercekten geçtikten sonra da gerçeklik,

30 Mart 2020 Pazartesi

Önsözleriyle Dünya Klasikleri ve Dünya Korku Klasikleri

İtalo Calvino, ünlü “Klasikleri Niçin Okumalı” yazısında sıraladığı maddelerden birinde “Bir klasik, söyleyecekleri asla tükenmeyen bir kitaptır” der. Gerçekten de klasikler, içinden çıktıkları yüzyıl gibi geveze kitaplardır. Nasıl olmasınlar ki? Eric Hobsbawn’ın adlandırmasıyla “sermaye”, “devrim” ve “imparatorluk” çağı olan bir yüzyıl. Marx’ın, Engels’in, Hegel’in, Bakunin’in, Weber’in, Nietzsche’nin, kısacası büyük anlatıların

Klasikleri okumak insana ne katar?

Her çeşit (düşünsel, duygusal, iktisadi) iletişimin olağanüstü ölçüde hızlandığı 21. yüzyılda klasik sayılmak için beklenen süre eskisi kadar uzun değilse de, tarihî perspektif, geçmişe dönük bakış hâlâ önemli.

Modern çağda “klasik”lerle ilgili isabetli tanımlardan birisini “What is a Classic?” (“Klasik Nedir?”) başlıklı makalesiyle T.S. Eliot yapmıştır. Eliot, özetle, bir yapıtın klasik olup olmadığını anlayabilmek için “geçmişe dönük bir bakışa ve tarihî perspektif”e gerek duyduğumuzu öne sürmüştür.