Bir Hırsızlığın Anatomisi
tarihçilerin yaklaşık MÖ 3000 yıllarındaki
Bronz Çağı’ndan itibaren toplumsal temel değişiklikleri nasıl değerlendirdiklerini
tekrardan ele almak ve bu yaklaşımdaki mevcut çelişkilerle yüzleşmektir. Goody, bu
amacını gerçekleştirmek için büyük hayranlık duyduğu Braudel, Anderson, Laslett ve
Finley gibi tarihçilere müracaat eder. Akabinde Marx ve Weber de dâhil olmak üzere,
mezkûr tarihçilerin, dünya tarihlerini ele alış biçimlerini eleştirir (2012, s. 3). Goody, Batı
Avrupa’nın tarihten çalmaya, feodalizm ve Rönesans aracılıyla kapitalizme az çok düz
bir çizgi hâlinde ilerleyen arkaik toplum ve antik çağ kavramlarıyla başladığını belirtir
(2012, s. 32). Goody’nin çalınanlar listesi epey kabarık bir yekûn tutar. Özetle uygarlık,
kapitalizm, demokrasi, özgürlük, bireycilik, aşk, şehir, üniversite, hümanizma, hayırseverlik, zaman, mekân, dönemleştirme ve bunların hepsini kuşatan tarih anlatısını
sayabiliriz.
Sahiplenilen Zaman, Mekân ve Tasnifi
Tarih dendiğinde ilk akla gelen iki kavram zaman ve mekândır. Dolayısıyla hırsızlığın
ilk icra edildiği alan bunlar olmuştur. Zaman ve mekânın hâlihazırdaki boyutlarının,
Batı tarafından inşa edildiği bilinen bir gerçektir (2012, s. 16). “Tarih hırsızlığı”, zaman
ve mekân hırsızlığının yanında dönemlerin de tekelleştirilmesini içermektedir (2012,
s. 25). Goody, “Avrupa’nın, yalnız geri kalan dünyanın tarihini ihmal etmek veya hafife
almakla kalmayıp aynı zamanda bizim Asya anlayışımıza, onun geçmiş olduğu kadar
gelecek açısından da önemli bir şekilde kötüleştiren bir şekilde, tarihsel kavramlar
ve dönemler dayattığını göstermeyi” hedeflediğini ifade eder (2012, s. 9). Geçmişte
olduğu