İnsan nasıl şeytanlaşır... Şeytan nasıl melekleşir!
Adli Tıp ve suç-bilim uzmanı Sevil Atasoy’un Yeraltındaki Melekler,
Yerüstündeki Şeytanlar adlı yeni kitabında tüm bu sırlar, garip olay ve
kişilikler adeta resmi geçit yapıyor. Atasoy bundan önceki beş kitabında
da olduğu gibi yine meslek hayatı boyunca karşılaştığı gerçek olaylara
dayanan polisiye-gerilim örneklerini anlatmaya devam ediyor. Kitapta
ayrıca, polisiye roman yazmak isteyen yazar veya yazar adaylarına
ipuçları da veriliyor.
“Yeraltındaki Melekler, Yeryüzündeki Şeytanlar”ın en ilgi çekecek ve
kamuoyunda tartışma yaratacak bölümü, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın
ölümü ve ortaya atılan suikast iddiaları. Özal’ın yıllar sonra açılan
mezarında, naaşının çürümemiş olmasından, mezarda karşılaşılan suyun ne
anlama geldiğine kadar konuyla ilgili çarpıcı bilimsel bilgiler
aktarılıyor bu bölümde. Bu konuda Atasoy şunları söylüyor: “Şahsen
tanıma şansını bulduğum Turgut Bey’in, karanlık, bulanık ve derin bir
suyun içinde bunca yıl beklemesinin, bana göre mezarı açanları sevgiyle
selamlamaktan öte bir nedeni olduğu muhakkak. Kanımca, ölmeden önce
söyleyemediklerini anlatmak istedi. Bilirkişi raporları aracılığıyla
dahi olsa kulağıma fısıldadıklarından sizin de haberiniz olsun istedim.
Bu yüzden kitabımın uzunca bir bölümünü onun gizemli yolculuğuna ve bana
anlattıklarına ayırdım.”
Kitaptan
Ceset öyle garip bir pozisyondaydı ki, katilin görenleri şok etmek gibi
bir amacının olduğu muhakkaktı. Saldırganın evin içinde kadınla uzunca
bir süre vakit geçirdiği, bağlamak için uğraştığı açıktı, hatta bir ara
banyoda dişlerini bile fırçalatmıştı.
Katilin bu hareketlerini FBI’ın davranış bilimleri biriminden gelen
uzmanlar, belli bir ritüeli yerine getirmeye çalıştığı şeklinde
yorumladılar. Onlara göre yirmilerinin sonlarında ya da otuzlarının
başında, beyaz tenli, yakın çevrede oturan biriydi. Kimi deneyimli
profilciler onun henüz ilk cinayetini işlediğini, kimileri ise bağlama
tekniğine bakarak, adamın evvelce başkalarını da öldürmüş olabileceğini
ileri sürdüler.