Translate

İzleyiciler

19 Ekim 2020 Pazartesi

Yüzüklerin Efendisi Serisinin Anlatmak İstediği Temel Fikirler Nelerdir?

RR Tolkien'in başyapıtının ana fikri neydi? Neleri anlatmak istedi, nelerden ilham aldı? Kendisinin de yorumları eklenerek hazırlanan güzel bir özet.
Yüzüklerin Efendisi Serisinin Anlatmak İstediği Temel Fikirler Nelerdir?
Aragorn

Tolkien'in kendisi de 1968'deverdiği röportajda bunu dile getiriyor aslında. yüzüklerin efendisi için ilhamı nereden aldığını anlatırken simone de beauvoir'ın sessiz bir ölüm kitabından bir alıntıya yer veriyor: "doğal ölüm diye bir şey yoktur. insan varlığıyla dünyayı sorgulamaya açtığı için başına gelen hiçbir şey doğal değildir. her insan ölmek zorundadır fakat her biri için kendi ölümü bir kazadır ve dahi bunu bilse ve kabullense de gerekçesi olamayacak bir ihlaldir." sonra ilave ediyor, "bu ifadelere katılabilir veya katılmayabilirsiniz fakat yüzüklerin efendisi'nin ilham kaynağı budur."

9 Ağustos 2020 Pazar

Tarih Hırsızlığı - Jack Goody


Bir Hırsızlığın Anatomisi tarihçilerin yaklaşık MÖ 3000 yıllarındaki Bronz Çağı’ndan itibaren toplumsal temel değişiklikleri nasıl değerlendirdiklerini tekrardan ele almak ve bu yaklaşımdaki mevcut çelişkilerle yüzleşmektir. Goody, bu amacını gerçekleştirmek için büyük hayranlık duyduğu Braudel, Anderson, Laslett ve Finley gibi tarihçilere müracaat eder. Akabinde Marx ve Weber de dâhil olmak üzere, mezkûr tarihçilerin, dünya tarihlerini ele alış biçimlerini eleştirir (2012, s. 3). Goody, Batı Avrupa’nın tarihten çalmaya, feodalizm ve Rönesans aracılıyla kapitalizme az çok düz bir çizgi hâlinde ilerleyen arkaik toplum ve antik çağ kavramlarıyla başladığını belirtir (2012, s. 32). Goody’nin çalınanlar listesi epey kabarık bir yekûn tutar. Özetle uygarlık, kapitalizm, demokrasi, özgürlük, bireycilik, aşk, şehir, üniversite, hümanizma, hayırseverlik, zaman, mekân, dönemleştirme ve bunların hepsini kuşatan tarih anlatısını sayabiliriz. Sahiplenilen Zaman, Mekân ve Tasnifi Tarih dendiğinde ilk akla gelen iki kavram zaman ve mekândır. Dolayısıyla hırsızlığın ilk icra edildiği alan bunlar olmuştur. Zaman ve mekânın hâlihazırdaki boyutlarının, Batı tarafından inşa edildiği bilinen bir gerçektir (2012, s. 16). “Tarih hırsızlığı”, zaman ve mekân hırsızlığının yanında dönemlerin de tekelleştirilmesini içermektedir (2012, s. 25). Goody, “Avrupa’nın, yalnız geri kalan dünyanın tarihini ihmal etmek veya hafife almakla kalmayıp aynı zamanda bizim Asya anlayışımıza, onun geçmiş olduğu kadar gelecek açısından da önemli bir şekilde kötüleştiren bir şekilde, tarihsel kavramlar ve dönemler dayattığını göstermeyi” hedeflediğini ifade eder (2012, s. 9). Geçmişte olduğu

11 Nisan 2020 Cumartesi

Kimdir yazar, bir kahin mi, bir yol gösterici mi yoksa yalnızca bir hikâye anlatan kişi mi?

Roman ve YazarRoman ve Yazar
 “Yazarın malzemesi gerçeklik ve hayâldir. Gerçeklik, sosyal, bireysel olduğu gibi tarihsel de olabilir. Hayâl gücü, yaratıcı yazarın kullandığı yapı taşlarının ikinci öbeğini oluşturur…”[1] Yazarın romandaki tutumu onun ele aldığı gerçekliğe karşı tutumunu yansıtır ki “bu da bir ve tek değil, çeşitlidir. Gerçekliği kendi ruhsal merceğinden geçirmektir yaratıcı yazarın yaptığı iş. Ve bu mercekten geçtikten sonra da gerçeklik,

30 Mart 2020 Pazartesi

Önsözleriyle Dünya Klasikleri ve Dünya Korku Klasikleri

İtalo Calvino, ünlü “Klasikleri Niçin Okumalı” yazısında sıraladığı maddelerden birinde “Bir klasik, söyleyecekleri asla tükenmeyen bir kitaptır” der. Gerçekten de klasikler, içinden çıktıkları yüzyıl gibi geveze kitaplardır. Nasıl olmasınlar ki? Eric Hobsbawn’ın adlandırmasıyla “sermaye”, “devrim” ve “imparatorluk” çağı olan bir yüzyıl. Marx’ın, Engels’in, Hegel’in, Bakunin’in, Weber’in, Nietzsche’nin, kısacası büyük anlatıların

Klasikleri okumak insana ne katar?

Her çeşit (düşünsel, duygusal, iktisadi) iletişimin olağanüstü ölçüde hızlandığı 21. yüzyılda klasik sayılmak için beklenen süre eskisi kadar uzun değilse de, tarihî perspektif, geçmişe dönük bakış hâlâ önemli.

Modern çağda “klasik”lerle ilgili isabetli tanımlardan birisini “What is a Classic?” (“Klasik Nedir?”) başlıklı makalesiyle T.S. Eliot yapmıştır. Eliot, özetle, bir yapıtın klasik olup olmadığını anlayabilmek için “geçmişe dönük bir bakışa ve tarihî perspektif”e gerek duyduğumuzu öne sürmüştür.

26 Mart 2020 Perşembe

Görkemli Dünya”nın Kapısını Aralamak


David Le Breton, Yürümeye Övgü[1] adlı kitabının hemen başında yürüyüş için, “Yürüyüş dünyaya açılmadır. İnsanı mutlu yaşam duyguları içinde yeniden oluşturur. (…) Yürüyüş çoğu zaman insanın kendi içinde yoğunlaşmasını sağlayan bir dönemeçtir.” ifadelerini kullanıyor. Özellikle doğa yürüyüşleri, insanın kendi içine dönmesine, kendisini ve dünyayı her anlamda sorgulamasına yardımcı olan bir derinliği içinde barındırır. Yürüyüşün özünde var olan bu sorgulama, insanı önceki halinden belli ölçülerde farklılaştırır. Breton’un “İnsan bazen yürüyüşten değişmiş olarak döner,” cümlesi de bu sorgulamanın bir sonucudur mutlaka.
Everest Yayınları tarafından Temmuz 2018’de, Esen Akyel çevirisiyle okurla buluşturulan Görkemli Dünya, dünya edebiyatına Siddhartha, Bozkırkurdu,

23 Mart 2020 Pazartesi

Savaşın Anlamsızlığı ve Bireyin Var Olma Çabası: Kızıl Kahkaha


leonid andreyev
19. yüzyıl Rus yazarlarından Leonid Andreyev (1871-1919) tarafından kaleme alınan Kızıl Kahkaha, yakın zamanda Everest Yayınları etiketiyle okur ile buluştu. Daha çok bir “oyun yazarı” olarak tanınan