John Steinbeck'in tek
siyasi hicvi olarak nitelenen "Kısa Süren Saltanat", cumhuriyetin
sürekli hükümet krizine girdiği bir ortamdan bunalan Fransız halkının
tercihini tekrar krallıktan yana kullanmasıyla doğan ve ardından, kendi
halindeki bir küçük burjuvanın, ailesiyle çok farklı dünyalara
savrulduğu bir hikâye.
John Steinbeck'ten "Kısa Süren Saltanat"Yaşasın yeni kral!
Esas meselemiz bu değil ama seçim sathı mailine yavaştan girmeye hazırlandığımız bugünlerde, en önemli gündem maddelerimizden biri de başkanlık meselesi şüphesiz. Başkanlık tek adamlığa dönüşür mü, onu da aşar diktatörlüğe gider mi? Yoksa halihazırda bir diktatörlükte mi yaşıyoruz? Bunların yanında bir ihtimal; "Halifelik neden olmasın efendim!" diyen de var "Padişahlık, beraberinde de saltanat geri gelecek!" diyen de...
Gelecek günlerin ne getireceğini elbette seçim günü ve sonrasını izleyen süreçte göreceğiz şüphesiz ama kafalarda çok soru var. Kafalardaki soruları yanıtlamak değil belki ama biraz olsun yatıştırmak ise yine edebiyata düşüyor.
Şöyle: Amerikan edebiyatının ustalarından John Steinbeck, "tek siyasi hicvi" olarak nitelendirilen ve geçen günlerde yeni baskısıyla tekrar okur karşısına çıkan romanı Kısa Süren Saltanat'ta, şimdilerde Türkiye'de dönen tartışmaların bir farklı boyutunu, sarkastik bir biçimiyle Fransa'da geçen bir hikâyeyle romanlaştırıyor. Kesinlikle fazla demokrasiden, cumhuriyetin sürekli hükümet krizine girdiği bir ortamdan bunalan Fransız halkının ve elitlerinin tercihini tekrar krallıktan yana kullanmasıyla doğan ve ardından, kendi halinde yaşamını sürdüren bir küçük burjuvanın, ailesiyle birlikte çok farklı dünyalara savrulduğu bir hikâye burada anlatılan. Bu hikâyeyle ise Steinbeck, yarattığı müthiş bir karamizah ve ironi ile birlikte, siyasetin gerçek yüzünü göstermeyi amaçlıyor bize.
Steinbeck'in bu usta işi siyasi hicvini hatırlayanla da olacaktır mutlaka. Daha önce Rasih Güran,