Translate

İzleyiciler

10 Eylül 2011 Cumartesi

Boşluk – Jerzy Kosinski

Her çağın en iyi edebiyatından ders alan Kosinski kendi üslubunu ve tekniğini kendi geliştirmektedir. Bunu hayatımızla ve içinde yaşadığımız dünyayla ilgili yeni yeni şeyleri ifade etme ihtiyacıyla uyum içinde

Tüfek, mikrop ve Çelik 2005 (Guns, mikrop ve Çelik 2005)

Tüfek, mikrop ve Çelik 2005 (Guns, mikrop ve Çelik 2005)



"Neden bazı Medeniyetler fethetti, diğerleri ise fethedildi?" Bu belki de insanlık tarihinin en temel sorusu. Uzun bir süre bu soruyu cevaplamaya çalışan fizyoloji
profesörü Jared Diamond'a göre bunun nedeni, çok Tanıdık bir üçlüde
Saklı. Diamond'ın büyük ilgi ile karşılanan ve çok satanlar Listesinde uzun
süre bir numarada kalan kitabı "Tüfek, mikrop ve Çelik" bu soruya bir
cevap arayışı niteliğindeydi. Şimdi de National Geographic üç bölümlük
bu film ile sizlere cevapları sunuyor.Pulitzer Ödüllü kitabın büyük
yankı uyandıran DVD'si.
Jared Diamond's Pulitzer Ödülü dayanarak-aynı adlı kitap kazanan,
Tabanca, mikrop ve çelik izleri insanlığın yolculuğu oğlu 13,000 üzerinde
son Buz Çağı'nın sonunda tarým şafak yılları yirmi birinci yüzyılın hayatın gerçekleri.

Bir soru esinlenerek ona Papua Yeni Gine adasında koymak daha

Tüfek, Mikrop ve Çelik İnsan Topluluklarının Yazgıları TÜBİTAK



Tüfek, Mikrop ve Çelik
İnsan Topluluklarının Yazgıları

Guns, Germs, and Stell
The Fates of Human Societies - 1997

Jared Diamond

Çeviri: Ülker İnce

Sayfa Sayısı: 610
Boyutları: 13,6 x 21,5 cm
ISBN 975-403-271-8
Baskıda
Baskıda (Ciltli)

Edebiyat, hastalığı hissetme biçimi

Sabit Fikir ve İstanbul Modern'in işbirliğiyle düzenlenen 'Sözünü Sakınmadan'da Semih Gümüş ve Ömer Türkeş, küçük İskender'i ağırladı. Okurların da soru ve yorumlarıyla sohbete dahil oldukları etkinliğe yaklaşık 500 edebiyat meraklısı katıldı.
Sohbete Seyhan Erözçelik’in bir şiiriyle başlayan küçük İskender,  “Marjinal şair” sıfatından yeni kuşak sanatçılara, şairlik ve şiir yazmaktan okuma kültürüne pek çok konu üzerinde durdu.
Sohbet boyunca dinleyenler arasında bulunan diğer şair dostlarına, onu konuk eden eleştirmenlere takılan ve bazı yazarlara da göndermeler yapan şair, yakın zamanda kaybettiğimiz Seyhan Erözçelik’i sık sık andı.

Edebiyat, hastalığı hissetme biçimi
küçük İskender, edebiyatın en ayrıksı örneklerinden olan metinlerinin bu kadar sert olmasının nedenlerini açıklarken şunları söyledi: “Tehlikeli ifade biçimleri, masum ve çocuksu bir yerden kaynaklanıyor. İnsanların çoğu zaman karşılaştığı ama çok etkilenmediği, aslında etkilenmesi gereken alanlar. Bir seferinde Taksim’e doğru yürürken bir kedi ölüsü gördüm. Çevresine toplanan köpekler kediyi kokluyorlardı. Ama çok mutsuzlardı. Onları “düşman” diye algılıyoruz ama aslında oyun
Frankenstein, Mary Shelley


Orjinal adı “Frankenstein or Modern Prometheus” olan roman ilk olarak 1818 de basılmış. Yazarı, Mary Shelley, daha doğrusu “Mary Wollstonecraft Godwin Shelley” 1797 de Londra’da doğmuş. Feminist-yazar anne (Mary Wollstonecraft) ve yazar-düşünür-yayımcı babanın (William Godwin-Tales from Shakespeare'in de yayımcısı) çocuğu. Annesi doğum sırasında ölünce babası tarafından yetiştirilmiş. Şair Percy Shelley ile tanışmasından sonra evi terk ederek onunla birlikte yaşamaya başlamış.
Frankenstein'in Yazarı Mary Shelley
1816’da, sevgilisiyle yaptığı yolculukta, kötü hava şartları nedeniyle şair Lord Byron’ın İsveç dağlarındaki evinden çıkamadıkları ve Alman hayalet hikâyelerine benzeyen hikâyeler tasarlayarak eğlendikleri günlerde yazmaya başlamış Frankenstein’ı. 1 Ocak 1818’ de yayımlanan romanda Mary Shelley’nin adı kullanılmamış, daha sonra ise 19 yaşında, böyle bir romanı yazabilmek için ne tür bir hayal gücünün olması gerektiği sıkça tartışma konusu yapılmış.

9 Eylül 2011 Cuma

Darbe Şakacıları Sevmez - Yasemin Küçükkaya / ‘’Bir Ailenin 12 Eylül Günlüğü’’

Darbe Şakacıları Sevmez

12 Eylül'ün acı ve hüzün dolu hikayesini hiç sıradan bir ailenin kaleminden okudunuz mu?
yeni çıkan kitaplar- Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan ve Yasemin Küçükkaya'nın kaleme aldığı 'Darbe Şakacıları Sevmez', işte o sıradan ailenin yıllardır izini taşıdığı öykülerini anlatıyor.

8 Eylül 2011 Perşembe

Heyulanın Dönüşü - Hepimizi bekleyen kaçınılmaz son bellidir...

Heyulanın Dönüşü

"Gidenlerin çoğu asla dönmez. Öbür dünyaya gidenler, onları düşünenler, anımsayanlar, özleyenler ya da ananlar olduğu sürece dolaylı olarak bir süreliğine var olmaya devam etseler de, unutuldukları andan itibaren tamamen yok olurlar. Hepimizi bekleyen kaçınılmaz son bellidir..."
Son yılların en sıra dışı kurgusuna sahip eserlerinden biri Heyulanın Dönüşü, yazarın dikkat çekici uyarısıyla başlıyor: “Kolay değildir bu işler... Öteki dünyalardan dönenlerle, heyulalarla baş etmek her babayiğidin harcı değildir...” Bu satırı okur okumaz da baş döndürücü bir hızla başlıyor öykü!