Translate

İzleyiciler

16 Şubat 2024 Cuma

Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! - Alev Alatlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! kimin eseri? Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! kitabının yazarı kimdir? Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! konusu ve anafikri nedir? Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! kitabı ne anlatıyor? Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! kitabının yazarı Alev Alatlı kimdir? İşte Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...


Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Rusya'nın 'Viva la Muerte'si"

Mihail Aleksandroviç Şolokhov, sosyalist gerçekçiliğin en güçlü eserlerinden "Ve Durgun Akardı Don" isimli nehir romanın yazarıdır, 1905-1984 yılları arasında yaşayan Şolokhov, insanlığın ortak vicdanının sesi olmuş, dünya edebiyat tarihinde pek ender rastlanan bir mutabakatla, Lenin, Stalin ve Nobel edebiyat ödülleriyle onurlandırılmıştır.

Alev Alatlı'nın, kuzey komşularımızın edebiyat çevrelerinde "Rusya'nın 'Viva la Muerte'si" olarak ünlenen Gogol'un İzinde dörtlüsünün ilk iki kitabı, Aydınlanma Değil, Merhamet ve Dünya Nöbeti, Rus diline Moskova Devlet Üniversitesi'ne bağlı Asya ve Afrika ülkeleri Enstitüsü Türkoloji Bölümü öğretim üyesi Doçent İrina Driga ve asistanları tarafından kazandırılmış, yazarımızın "halklara eşit mesafede durmak, yabancı bir kültürün serüvenine olağanüstü bir iç görüyle nüfuz edebilmek'te gösterdiği başarı değerlendirilerek, 2006 yılında, büyük Rus yazarının 100. doğum yılı münasabetiyle verilen Mihail Aleksandroviç Şolokhov 100. Yıl Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.

(Tanıtım Yazısından)

Ödüller: Mikhail A: Şolokhoz 100. Yıl Edebiyat Ödülü, Moskova 2006

Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! Alıntıları - Sözleri

  • Kıtlık Tanrı'dan,açlık insanlardan gelir
  • "Bir sabah uyanıyorsunuz ve yoksunuz gibi bir şey, efendim. Aynaya bakıyorsunuz yüzünüz aynı yüz, elleriniz aynı eller. Bedeninizi yokluyorsunuz ,orada duruyor. Ama siz hükümsüzleştirilmişsiniz, yoksunuz….."
  • Bizler korku içinde yaşamaktan kurtulmaya çalıştıkça, onlar baltaları parlatıyorlar ki, korkmayı unutmayalım.
  • Kıtlık Tanrıdan, açlık insanlardan gelir.
  • those new agers are so open minded that their brains fall off…..o new age’ciler öyle açık kafalılar ki, beyinleri yerlere dökülüyor….
  • "Trajedi ancak insan hayatının bir değeri varsa trajedidir. Yaşamın değeri varsa demiyorum,insanın değeri varsa diyorum. Yaşam nasılsa devam eder. "
  • Şimdi ne olacak biliyor musun, Aleksi? Şimdi bu adamı mahkemeye verecekler. Adam, mahkemeye bir avukat ordusu ve nüfuzlu akrabaları ile gelecek. Akrabaları davacı depremzedeleri yıldırmaya çalışırlarken avukatları el altından rüşvet dağıtmaya, davadan vazgeçirmeye çalışacaklar. Nasıl yıldıracaklar mı, dedin . Kadim bir gerçeği hatırlatarak yıldıracaklar. Bu kadim gerçek Türk adli sisteminin "mahkemeden bir şey çıkmaz müteahhitler ceza almaz" şeklindeki gerçeğidir. Ardından, "olan oldu, ölen öldü" saptamasını tekrarlayıp kurtulanların hayata yeniden tutunabilmeleri için eninde sonunda kendilerine, Yalova nomenklaturasına muhtaç olacaklarını hatırlatacaklar.
  • Hata, köklerde geçmiş asırların temel düşüncesinde olmalı Rönesans ile birlikte doğan ve siyasi ifadesini Aydınlanma'da bulan Batı'lı dünya görüşünden bahsediyorum. Akılcı insancılık ya da insancı bağımsızlık olarak tanımlayabileceğimiz yönetimin ve sosyal bilimlerin temelini oluşturan bu dünya görüşü, insanoğlunun herhangi daha yüksek bir güçten bağımsızlık ilanı ve uygulamasıdır. Tüm varlıkların merkezinin insan olduğu anlayışına insanmerkezcilik de denebilir. Rönesans tarihî bir kaçınılmazlıktı; insanoğlunun fiziki fıtratının ruhani fıtratı tarafından dayanılmaz bir despotizmle bastırılmasını dayatan yorgun Ortaçağ' ın doğal sonucu. Bunu Ruh' a sırtımızı dönmemiz, maddesel olan her şeyi aşırı ve nedensiz bir iştiyakla kucaklamamız izledi. Bize rehberliğini dayatan bu yeni düşünce biçimi, bir yandan insanoğlundaki içrek kötülüğün varlığını teslim etmemizi önlerken, yeryüzünde mutlu olmaktan daha önemli bir meselemiz olduğunu da anlamadı; çağdaş Batı medeniyetini insana ve insanın maddi gereksinimlerine tapınma şeklinde tehlikeli eğilime soktu. İnsanoğlunun fiziki esenlik ve maddesel birikimin ötesindeki ihtiyaçları, daha incelikli, daha yüce nitelikleri, hayatının daha üstün bir anlamı yokmuşçasına devletin ve sosyal sistemlerin ilgi alanlarının dışına itildi. Bu oluşum, günümüzde serbest ve sürekli bir akıntı halinde var olan Şer'le irtibatı kolaylaştırdı. Katıksız özgürlük, insan hayatının meselelerini hiçbir şekilde çözemediği gibi, yenilerini de ekledi.
  • Mussorgski haklıydı, Aleksi. İnsanoğlunun kaderini iki gücün çarpı.şması belirleyecek: Tabiatın sahici dünyasına karşı insanoğlunun yarattığı yapay dünya. Radisson Slavvyanskaya'ya karşı Dobrota Çifliği. Yapay dünyanın kibrinin Rusya'nın sonunu getirmesine izin verilmemeli.
  • Tatum'u çıkaramıyorum ama Aleksi'nin Şennur Hnaım'a aydan gelmiş gibi baktığını hatırlıyorum. ''Rusya'da kalkınmanın motorunu suç oluşturdu,'' gibisinden bir şeyler açıklamaya çalışmıştı.
  • Aleksi ''What if they use them keep the NWO out?'' (NewWorldOrder)* diyor. Biz Rusların bu işleri iyi bildiğimizi bilirsin. Komünizmi emniyete almak gerektiğinde Prag'a girmekten kaçınmamıştık. Ya kapitalizmi emniyete almak gerektiğine karar verirsek?.. *YDD'yi (yeni dünya düzeni) yaklaştırmamak için ya onları (nükleer silahları) kullanırlarsa?
  • Aleksi, Ya Putin, YDD'yİ (yeni dünya düzeni) yaklaştırmamak için nükleer silah kullanmaya kalkarsa? diye üsteliyor, Rus kara ordusundan hayır gelemeyeceğini Albay'ın kendisi söylüyor. *(dünya nöbeti s.304)
  • ... Putin yağmasa da gürleyebilir.
  • Ünlü diplomatları Fyodor Tyutçev'i hatırladım: Rusya, anlaşılamaz, hesaba kitaba da gelmez. Kendisine has bir kimliği vardır, Rusya'ya sadece iman edilir. İç çektim, 'İman etmekten başka çaremiz yok, değil mi Aleksi?..'
  • Diplomasinin incelikli dünyasında Amerikalılar ve Ruslar birbirlerine karşılıklı çıkarlarının cinayeti çözmekte değil, unutmakta yattığının işaretlerini verdiler. (Tatum cinayetiyle ilgili)

Eyy Uhnem! Eyy Uhnem! İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kadim Rus yazarları diyebileceğimiz Tolstoy,Gogol,Maksim Gorki l, Aleksander Soljenitsin gibi yazarların ruh halini/Rus halini anlatan ve onların her donem Rus liderlerine olan etkilerini Lenin,Stalin,Yeltsin, gorbaçev ve dahi Putin'in Rus halkı için misyonlarını mükemmel aktaran bir kitap.Batının,küresel sermayenin,serbest piyasanın,mafyanın yozlaşmanın,doğaya yapılan zulmün dahi eş gecilmediği dalları budaklari Erzurum'a kadar ulaşan ve aslında dünyanın ne kadar küçük olduğunuda iliklerimizde hissettiren çok güzel ama çok ağır bir kitap.okumasi yorumlaması odaklanması çok zor yorucu.olaylarin kişilerin hayal ürünü olmaması sürekli sizi başka kaynaklara doğrulama yada kaniksama ihtiyacı hissetiriyor.serinin 3. Kitabı.tavsiye ederim (burhan duru)

Eyy Uhnem! Ey Uhnem! Gogol'ün İzinde nehir roman serisinin üçüncü ve bu gidişle de belki son kitabı olacak. Bu, yazarın ilk üç kitabı ardı ardına yayınladığı ve 2008'den beri Düşünce Dalkavukları'nın yayınlanmadığı bilgisiyle geliştirilebilecek bir tahmin. Kitap Osmanlı'yı,Türkiye'yi temsil eden Güloya ve Rusya'yı temsil eden Aleksi'nin Rusya'da Rusya'nın geçmişiyle yüzleşmelerini anlatır. Doksanlı yılların sonundaki siyasî gelişmeler ile değişmeye başlayan Rus kalburüstü tayfasının bir değerlendirmesidir. Eser, adeta "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" sözünde olduğu gibi bir aydının ülkesine dair duyduğu endişeler ve hissettiği çaresizliği gösteriyor. İki ülke arasındaki benzerliklerin "insanî acılardan çok daha fazlası olduğunu öğrendiğim, fark ettigim bu eseri doğru okuyabilmek için biraz Rus yazarlar ve Rusya bilgisine de ihtiyaç var. (Asuman MERCAN)

Kitabın Yazarı Alev Alatlı Kimdir?

Alev Alatlı (d. 1944, İzmir) Türk yazardır. Liseyi babasının askeri ataşe olarak görev yaptığı Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ'den, Ekonomi ve Ekonometri yüksek lisansını "Fulbright" bursu ile gittiği Vanderbilt University'den (Nashville, Tennessee) aldı. Bilâhare felsefe öğrenimine başlayan Alatlı, doktora çalışmalarını New Hampshire'daki Dartmouth College’de sürdürdü. İlahiyat konusunda ve düşünce ve medeniyet tarihi üzerinde yoğunlaştı. 1974’te Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı'nda kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde Bizim English dergisini çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı.

Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus'ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından "Özgürlük Madalyası"yla onurlandırılmıştır. Aydınlanma Değil, Merhamet! adlı romanıyla ise 2006 yılında Moskova'da "Mikhail A. Sholokhov 100. Yıl Roman Ödülü"nü kazanmıştır.

Alev Alatlı Kitapları - Eserleri

  • Kabus
  • Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?
  • Fesüphanallah!
  • Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!
  • Rüya
  • 'Nuke' Türkiye!

  • Beyaz Türkler Küstüler
  • İşkenceci
  • Aydınlanma Değil, Merhamet!
  • Valla, Kurda Yedirdin Beni
  • O. K Musti Türkiye Tamamdır
  • Hayır! Diyebilmeli İnsan
  • Hafazanallah!

  • Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor
  • Kadere Karşı Koy A. Ş.
  • Aydın Despotizmi
  • Safsata Kılavuzu
  • Dünya Nöbeti
  • Aklın Yolu da Bir Değildir
  • Hollywood'u Kapattığım Gün

  • Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!
  • Hatırla! Geçmişin Geleceğindir
  • Şimdi Değilse Ne Zaman?
  • Suç Ortağı Hollywood
  • Kelebek Etkisi Söyleşileri 1
  • Yorumsuz
  • İşkenceci

  • Bize Yön Veren Metinler Cilt: I - II
  • Kelebek Etkisi Söyleşileri - 2

Alev Alatlı Alıntıları - Sözleri

  • Ölümlü bir insan, kaç defa beyaz sayfa açabilir ki kısacık hayatında? (Kabus)
  • ...yumurta da taşın üstüne düşse, taş da yumutanın; olan yumurtaya olur... ... (kıbrıs rum atasözü) (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)
  • " İşleyebileceğimiz en büyük günah, birbirimize kayıtsız kalmamızdır. " (Fesüphanallah!)
  • Kadim bir Uygur diskuru vardır."Kendinize güvenin!" der. Kendinize güvenin! Akranlarınızın,çağınızın,Gerçeklik'in payınıza düşen kadarıyla da olsa hakkını verin.Dil,din,ırk,cinsiyet ayrımının tuzağına düşmeden,zamanınızın en yetkin bilginleriyle,sanatçı ve filozoflarıyla dostluk kurun.Mahrem düşüncelerinizi aşkın zekâlarla paylaşın.Sizler,anneleri tarafından sakınılmak durumunda olan özürlüler ya da çocuklar değilsiniz.Kavminizin kaderini eline almaktan kaçınan korkaklar değilsiniz.Sizler,mağdurların kefaretini ödeyecek,kâbustan uyandıracak yetişkin erkeklersiniz." (Hatırla! Geçmişin Geleceğindir)
  • Günümüz Türkiye'sinde her başarılı kadının arkasında yetiştirilmesi gereken bir çocuk vardır.İstisnalar kaideyi bozmaz (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
  • ne zaman unuttuk, bir şeye sırf "haksızlık" olduğu için karşı çıkmayı? (Şimdi Değilse Ne Zaman?)

  • Alexis zorbanın İngiliz Basile dediği gibi, “neye yarıyor sizin onca lanet kitabınız, zulmü zalimden soyutluyorsa?“ (Hafazanallah!)
  • Hicraniyem der ki bakın hâlıma Dağlar dayanmıyor ahu zarıma Elim ermez oldu kisbü kârıma Çünkü Gül yüzlümü elden aldırdım Hacı Taşhan (Beyaz Türkler Küstüler)
  • Günay kızım. İnsanları sevmekten korkma .Sevmediğin değil, sevdiğin yanlarını abart.İnsan olmanın kefareti,sevmeyi bilmektir. (Valla, Kurda Yedirdin Beni)
  • Kıtlık Tanrı'dan,açlık insanlardan gelir (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
  • En muhteşem zaferlerimizden geride, sorumluluğunu bilinmeze yüklediğimiz bir enkaz kaldı. (Dünya Nöbeti)
  • Ünlü diplomatları Fyodor Tyutçev'i hatırladım: Rusya, anlaşılamaz, hesaba kitaba da gelmez. Kendisine has bir kimliği vardır, Rusya'ya sadece iman edilir. İç çektim, 'İman etmekten başka çaremiz yok, değil mi Aleksi?..' (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
  • Esasen bunların hepsi uydurma.Samanyolu galaksisinin güneş sisteminin kokuşan bir gezegeni olan Dünya'da,insanoğlu insanoğluna kısacık bir süre için teğettir.Sonra,herkes kendi meçhulüne yollanır.Bir başına (O. K Musti Türkiye Tamamdır)

  • Tanım: Bir kimsenin görüşlerinin yanlış olduğuna dair delil sunmak yerine, o kimsenin niteliklerine (kişiliğine, karakterine, niyetlerine, vasıflarına vs) saldırarak, reddetmek veya karşı iddiada bulunmak. Örnek 1: Başkan bu konuda haklı olamaz. Çünkü kanının son damlasına kadar liberal. Örnek 3: Onun önerisini kabul edemeyiz. Çünkü o karşı partiden. Örnek 4: Bu bilim adamının teorisinin herhangi bir geçerliliği olduğunu sanmıyorum. Bu teoriyi ödeneğini kaybetmemek ve işini kurtarmak için ortaya atıyor. (Safsata Kılavuzu)
  • Mantık "doğru"ların değil, "geçerlilik"lerin bilimidir. (Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor)
  • ...insan düşündüğünü dürüstçe ifade ettiği sürece ahlaklıdır. ('Nuke' Türkiye!)
  • Cevapların hepsini buldum sandı, hayatı karşılamayı unuttu. (Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!)
  • Aile, koca, çocuk, iş derken, kadın kendisine teğet geçmeye mecbur edilir. Bir şey yapması daima müsaadelere bağlıdır. Ailesinin müsaadesine veya teşvikine, dostlarının desteklemesine, yakınlarının "evet" demesine! Bu yüzden, sanat eğitiminin kadına verilmesi daha da önemlidir. (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
  • Kime kırk gün deli denilse deli olacağı dile getirilmeyen bir gerçekti. Inanç birliği sanıyı gerçeğe dönüştürmeye yeterdi. Bireyin gerçekliğinin bütünün inancı doğrultusunda olması doğaldı. Kaldı ki sülale narsisizminin birincil hasmı devletin bile kabul ettiği işlevleri vardı. (İşkenceci)
  • Yumurta da taşın üstünde düşşe, taş da yumurtanın, olan yumurtaya olur. *Kıbrıs Rum Atasözü (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)
E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

kitap özeti, kitap,yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, kitap oku, bedava kitap